1. Aynı diğer hayvanlarda olduğu gibi, kuşların da size alışması gerekir. Alışmamasını elinizi gagalamasından, çılgınca ötmesinden ve sizden kaçmasından anlayabilirsiniz! Ama bir an vardır ki, günler hatta aylar sonra ilk kez gelip size yakın bir yere konar… İşte o anın tarifi yoktur : )

2.Özellikle muhabbet kuşları ve cennet papağanları eşlerini pek sever. Kafesinde yapayalnız olan bir kuşa, kuş sesi dinlettiğinizde nasıl çılgınca tepkiler verdiğine dair bir fikriniz var mı? Kuş besleyenlerin var…

3.Bir kuşla göz göre geldiğinizde, onun sizi bir şekilde anladığınızı hissedersiniz. Sanki ne demek istediğinizi hisseder, konuştuğunuzu anlar. Böyle de hisli canlılardır, kuşlar… İnsanı da iyice duygusal yaparlar.

4.Asabı bozulan bir kuşu zapt etmek, sakinleştirmek zordur! Deli gibi kafesine vurur, oyuncaklarını parçalar (bazen gagaları için de yaparlar) ya da tuhaf sesler çıkarır.

5. Kafesinden çıkarıp uçurduğunuzda, olur olmaz yerlere pisler. Bildiğimiz kadarıyla, maalesef bunun herhangi bir eğitimi yoktur. Kuş besleyenler, yerde, koltukta, masada, televizyonda ve bilgisayar ekranlarında kuş pisliği görmeye alışkındırlar.

6.İyi bir eğitimle muhabbet kuşları ve cennet papağanları da, bol “ç, t” içeren kelimeleri söyleyebilir. Diğer papağanlara değinmeye bile gerek yok. Bu yüzdendir ki kuşlara genelde kendilerinin de söyleyebileceği “ç’li, t’li” isimler verilir.

7.Kuşların ötüşleri farklı anlamlar içerir. Bazen kızar, bazen kızışır, bazen de eğlenirler. Ne demek istediklerini anlamak için sabırlı bir gözlemci gibi olmak gerekir.

8. Bir kuşun kalp atışları inanılmaz hızlıdır! Onu elinize alıp severken, zarar vermekten korkarsınız. Kalbi o kadar hızlı atıyordur ki, başta bir sorun olduğunu zanneder; sonra onun bir kuş olduğunu hatırlarsınız. : ) Onu çok ama çok sevdiğinizden, kılına tüyüne zarar gelsin istemezsiniz. Bir başkadır kuş sevgisi…