İstanbul’da Gezilecek Tarihi Yerler
Medeniyetler diyarı İstanbul’da kesinlikle herkesin görmesi ve gezmesi gereken yerlerini sizler için listeledik.
Ayasofya
İstanbul’un gözbebeği Tarihi Yarımada’yı gezmeye başlamak için en doğru yer Ayasofya Cami.
Dünyanın en tanınmış ibadethanelerinden biri olarak aynı yerde 3 defa inşa edilen Ayasofya, son halini 537 yılında aldı.
Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün İmparator Justinianos’un, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” dediği ve Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” diye bağırdığı rivayet ediliyor.
İstanbul’un fethinden sonra cami olarak ibadete açılan Ayasofya’nın içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklendi.
Topkapı Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın en geniş sınırlara ulaşmış ve yüzyıllarca hakimiyetini sürdürmüş imparatorluklarından biri. Bu köklü tarihin ve ihtişamlı yapının 400 yıl boyunca yönetildiği, sultanların ve ailelerinin yaşadığı Topkapı Sarayı ise bütün görkemiyle Tarihi Yarımada’da görülmeyi bekliyor.
Osmanlı’nın en şatafatlı düğünlerinin, tahta çıkma törenlerinin ya da entrikalarının ve hüzünlü hikayelerine şahit olan bu sarayda burada kendinizi tarihin kollarına bırakarak eşsiz bir tarih ziyafetine ortak olabilirsiniz.
Topkapı Sarayı Müzesi ve Harem Gezisi’nde görülecek yerler arasında sarayın Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi ve Has Oda bölümü, Babü’s Saade bölümü ve Köşkler Bahçesi bölümü bulunuyor.
Kapalı Çarşı (Grand Bazaar)
Tarihi Yarımada’nın en gözde duraklarından biri de Beyazıt’ta 550 yıldır ayakta duran Kapalı Çarşı. Yabancıların Grand Bazaar adıyla tanıdığı Kapalı Çarşı, içinde kaybolacağınız sokakları ve kuyumcularıyla ünlüdür.
Bozdoğan Su Kemeri
Roma Dönemi’nde şehirlere su sağlamak için kurulan su kemerlerinden pek azı ayakta kalabilmiş.
İstanbul’un tam kalbinde Unkapanı’nda yer alan Bozdoğan ya da dünyanın tanıdığı adıyla Valens Su Kemeri, dünyada eşine az rastlanan uzunlukta ve sağlamlıktadır.
1.500 yılı aşkın süredir İstanbul’u seyrediyor.
Yerebatan Sarnıcı
Bizans Dönemi’nde sarayın su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan sarnıç, göz alıcı sütunları ve Medusa heykeli ile hala kendisine hayran bırakıyor.
Bugün içinde birçok sanat etkinliğine de ev sahipliği yapan Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleşen konserler ve dinletiler, katılanlara büyülü bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Galata Kulesi
Bugün en tepesine çıkıp İstanbul manzarasını seyretmek için uzun kuyrukların beklendiği Galata Kulesi, İstanbul’un siluetini çizen en önemli simgelerden biridir.
528 yılında inşa edilen yapı, İstanbul Boğazı ve Haliç’e akim konumda, bir fener kulesi olarak inşa edilmiş ama dönem dönem zindan olarak da kullanılmıştır.
Ahrida Sinagogu
İstanbul’un Fethi’nden önce inşa edilen tek sinagog olan Ahrida Sinagogu, bugün Balat’ın en göz alıcı yapılarından biri.
Makedonya’nın Ohri kentinden göç eden Yahudiler tarafından kurulan sinagog, günümüzde İstanbul’un en büyük sinagogudur.
Rumeli Hisarı
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un Fethi esnasında Karadeniz’den Bizans’a gelebilecek yardımları kesmek amacıyla 90 günde yapılan Rumelihisarı, amacına uygun olarak Boğazkesen Hisarı adıyla da biliniyor.
Üç büyük kulesi ve surlarıyla muhteşem bir yapı olan Rumelihisarı, Boğaz’ın iki kıyısının birbirine en çok yaklaştığı nokta’da Anadolu Hisarı’nın tam karşısında yer alıyor.
Bir zamanlar Rumelihisarı Konserleri gibi açık hava etkinliklerinin gerçekleştiği hisar, günümüzde müze olarak ziyarete açık. Rumeli Hisarı Müzesi’nde İstanbul’un fethinde kullanılan toplar, gülleler ve Haliç’i kapattığı söylenen zincirin bir parçası hala sergileniyor.
Yoros Kalesi
Yemyeşil ormanlarla kaplı Beykoz’dan Karadeniz’i kuşbakışı seyreden Yoros Kalesi, İstanbul’da Doğu Romalılardan kalan önemli tarihi yapılardan biri.
Doğu Roma’nın zayıflamasıyla uzun yıllar Cenevizlilerin elinde kalan kale, 1391’de Yıldırım Bayezid tarafından fethedilir.
Bugün Boğaz manzarasını en iyi seyredebileceğiniz önemli noktalardan birisidir.
Anadolu Hisarı
Yıldırım Beyazıt döneminde Boğaz’a girişlerin kontrolü ve Göksu Vadisi’nin korunması amacıyla inşa edilen Anadolu Hisarı, 1395 yılından beri Anadolu Yakası’nın Karadeniz’e bakan en güzel manzaralarına ev sahipliği yapıyor.
Yedikule Zindanları
“Yedi düvel zindanından beterdir Yedikule…” diyor ya Yeni Türkü, bir zamanlar İstanbul’un tüm haydutlarının son durağı olmuş Yedikule Zindanları.
Aslında Bizans Dönemi’nde misafir kralların ağırlanması için inşa edilen yapı Fatih Sultan Mehmet döneminde eklenen 3 kule ve surlarla son halini alarak bir askeri garnizona dönüştürülmüştür.
At Meydanı (Hipodrom)
Bizans Dönemi’nde at yarışlarının gerçekleştiği gerçek bir hipodrom olan tarihi alan, bugün Sultanahmet Meydanı’nda At Meydanı olarak tanınıyor.
Üzerinde Mısır hiyerogliflerinin yer aldığı Dikilitaş, Yılanlı Sütun ve Alman Çeşmesi bu alanda yer alıyor. Ayrıca Bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyaret edebileceğiniz İbrahim Paşa Sarayı da bu meydana bakıyor.
Haydarpaşa Tren Garı
Eminönü’nden Kadıköy’e geçerken göze çarpan o zarif ve ihtişamlı yapı, Haydarpaşa Tren Garı.
Anadolu’dan gelen trenlerin son durağı olan Haydarpaşa Tren Garı, 908’de İstanbul – Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edildi.
Alman Çeşmesi
Türk-Alman dostluğunun bir nişanesi olarak Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından İstanbul’a hediye edildi.
Almanya’da inşa edilen büyük parçaları inşa edilen çeşme, İstanbul’da bir araya getirilerek 1901’de açıldı.
Bazı yıllarda ramazan şenlikleri kapsamında Alman Çeşmesi’nin depoları şerbetle doldurularak bu çeşmeden İstanbullulara şerbet ikramı yapılıyor.
Dolmabahçe Sarayı
Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecit tarafından Boğaz kıyısında 1856’da yaptırılan bu Dolmabahçe Sarayı, Batı mimarisinden izler taşıyan ihtişamlı görüntüsüyle İstanbul’un en önemli simge yapılarından biridir.
Türkiye’deki en büyük sarayı olan Dolmabahçe Sarayı, Atatürk’ün de son günlerini geçirdiği mekan olması nedeniyle farklı bir manevi değere de sahiptir.
Aya Yorgi Manastırı
Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada, her yıl her yıl yüz binlerin akınına uğruyor.
1751’de inşa edilen eski kilise ve sonradan eklenen yapılarıyla Aya Yorgi Kilisesi, Büyükada’nın en yüksek yeri olan Yücetepe’de yer alıyor.
Her yıl, 23 Nisan ve 24 Eylül’de farklı inançlardan birçok insanın ortak dualarda ve dileklerde buluşmak için bir araya geldiği kilisede, dilenen dileklerin gerçekleştiği yönünde yaygın bir inanış var.
Bu tarihler dışında kalabalıklardan uzak biçimde kiliseyi ziyaret edebilir ve hiç konuşmadan dileğinizi tutup Azap Yokuşu’nu çıkarak eski bir adeti yerine getirebilirsiniz.
Kız Kulesi
İstanbul Boğazı’nın göz bebeği niteliğinde olan ve Üsküdar'ın Salacak Sahili açıklarında bulunan Kız Kulesi, küçük bir adanın üzerinde inşa edilmiş tarihi bir yapıdır.
İlk binası savunma alanı olarak Antik Roma Dönemi'nde inşa edilen yapı Bizans ve Osmanlı Dönemi'nde farklı amaçlar için kullanıldı. 360 derece panoramik İstanbul manzarasıyla görülmesi gereken yerler arasındadır.
Kız Kulesi, yıllara meydan okuyan mimarisiyle 1995 yılından beri bir müze-restoran olarak hizmet veriyor.