19 Mayıs’ı hepimiz çok iyi biliyoruz: Atatürk’ün Bandırma vapuruyla Samsun’a gelmesi ve destansı Kurtuluş mücadelemizin başladığı tarih.

“Ya istiklal ya ölüm” ülküsünün başladığı yerdir bu Bandırma vapuru.

1878 yılında Glasgow’da yapılan bu gemi, 1894’te Türk Bayrağı’na geçmiş, adı önce Panderma sonra Bandırma olmuş ve 1919’daki bu kutsal görevine kadar posta vapuru olarak kullanılmıştır.

Her şeyin başladığı bu vapurunun adını ve hikayesini bile çok iyi bilirken, çok iyi ya da hiç bilmediğimiz, belki sadece adını duyduğumuz kahramanlarımız vardır bu savaşta. İşte onlardan biridir Sivaslı Fatma Seher, nam-ı değer “Kara Fatma”

Mustafa Kemal'in Sivas'a geldiğini duyunca, burada Mustafa Kemal'i 3 gün bekliyor Fatma Seher. Bir yemeğe giderken önüne çıkıyor ve 'Paşam sizinle görüşmek istiyorum' diyor. Mustafa Kemal, 'Sen kimsin kadın?' diyor. Suikast olabilir, her şey olabilir. O da 'benim sizden tek isteğim başlattığınız istiklal savaşında fiilen görev almak. Bir yetki belgesi istiyorum' diyor. Mustafa Kemal, 'bu erkek işi, toptan tüfekten korkmaz mısın?' diyor. O da 'hayır Paşam toptan da tüfekten de korkmam' diye karşılık veriyor."

Kara Fatma, anılarında bu diyalogdan, "İlk defa birisi sırtıma elini vurdu ve dedi ki 'Kara Fatma, keşke bütün Türk kadınları sizin gibi olsa' dedi." şeklinde bahseder.

Zaten, Milli Mücadele kahramanlarından Fatma Seher'in cesareti ve gözü karalığı dolayısıyla da Mustafa Kemal Atatürk tarafından "Kara Fatma" lakabının verildiği biliniyor.

İşte bu kahraman Türk kadını, kurutuluş mücadelesi boyunca aşçılık, hasta bakıcılık, hemşirelik gibi pek çok görevin yanında 300 kişilik birliğini de komuta eder.

Savaşın sona ermesinden sonra İstanbul'a yerleşen Fatma Seher, devletin kendisine bağladığı maaşın tek bir kuruşuna bile dokunmadan Kızılay'a bağışlar. Fatma Seher, 2 Temmuz 1955'te İstanbul Darülaceze'de hayatını kaybetmiştir.