“Bir insan, yaşamı boyunca ne kadar sıkıntı çekebilir, hangi zorluklarla karşılaşabilir, eziyetlere dayanma gücü nedir?” gibi soruların tahmin edemeyeceğim yanıtlarını; sıkıntıları, zorlukları ve eziyetleri yaşayan, göğüsleyip üstesinden gelen bir kadının kendisinden dinledim.
İnsanlar tarafından acımasızca örülüp ‘alınyazısı’na dönüştürülen kıskacın, bu kadının sıkı sıkıya sarıldığı mücadele gücünü alt edemediğini gördüm. Koşullar ne olursa olsun, nefes alındığı sürece ‘umut’a dair inancın yitirilmemesi gerektiğini O’nun hikâyesini öğrendikten sonra belleğime kazıdım. İnsandan ağustosböceğine kadar doğada ne varsa yaşama haklarına saygıyla yaklaşmanın görev ve sorumluluğunu O’nu izleyerek üstlendim. Yürekte sevgi yittiğinde bedende iyiliğe dair zerre duygu kalmayacağını da yine O’nun hikâyesinden alıp beynime yazdım...
Yaşadığı sürece herkese nasip olmayan saygıyla sarmalanan, Hakk’a yürüdükten sonra da özlemle yâd edilen bu kadını, babaannem Beser Hatun’u sizlerle de tanıştırmak istedim. Meçi’den geçen bu bilgenin ışığının bugünü de aydınlatması, hatırasının hafızalardan silinmemesi muradıyla...
Ali Kılıç
(Tanıtım Bülteninden)