Yokuş Yukarı İstanbul
0,0
0genel
0,0
0arkadaş
dr
listeme ekle
okudum
detaylar
yorumlar
video yorumlar
Yokuş Yukarı İstanbul

"Gözüm ısırıyor bir yerlerden ikisini de, ama hafıza, mahalledeki Hafız amca gibi çatık kaşlı mendebur bir ihtiyar şimdi. Ser verip sır vermiyor. Alt dudağı sarkmış, masaya değiyor Hafız amcanın. Bir avuç erik için sopayı sırtımda kırıyor. Eriğin balı sızarak, ağzımın kenarından akan kana karışıyor. Hafız amcanın sakalından tutuyorum, ellerimdeki kan bulaşıyor ak sakalına. Kurtarıyor sonra sakalını avucumdan, soruyor, orak çekici nereden tanıyorum? Ters assak, hatırlar mısın? Ters dönüyor dünya. Göz hizamda ayakkabılar, kirden kararmış yer döşemesi, orak çekiç kemerle bağlanmış ayaklarımla göz göze. Ayaklarım da konuşmayacak, isteseler de konuşamazlar. Onlar görmedi poşeti kimlerin verdiğini, bense hatırlamıyorum. Tek suçum erik çalmak."

Evlerine arka sokaklardan gidenlerin öykülerini yazıyor Sibel Öz.
Beykoz'un kapısına kilit vurulmuş fabrikaları, Tarlabaşı'nın yokuşlu yolları, Taksim'in özgürleştiği on dört gün, Kandilli'deki fısıltılar, Boğaz'a bakan fesleğen kokulu teraslar dile geliyor, ete kemiğe bürünüyor yorgun İstanbul... Ve hatırlıyor hatırlamak istemediklerini de... Gayrettepe'deki işkenceleri, kentsel dönüşüm kıskacında çetelere boğdurulan mahalleleri ve mahalleli yiğit gençlerin katledilişini. Bazı öykülerde susuyor İstanbul, katliamdan geçiyor sözcükler de, Suruç oluyor, Ankara oluyor...
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 112

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe
Yayınevi: Nota Bene Yayınları
orijinal adı
yokuş yukarı i̇stanbul
türler
türk öykü
kitap dili
türkçe
orijinal dili
türkçe
yayıncı
nota bene yayınları
yayın tarihi
01 Oca 2024