İşe gitmeye hazırlanırken ayırdığımız süre evliliğe hazırlık için ayırdığımız süreden çok daha fazla deseler inanır mısınız?
Dünyaca ünlü evlilik danışmanı Gary Chapman yeni kitabıyla bu fikri kökten değiştirmeyi amaçlıyor. Otuz beş yıldır çiftlere danışmanlık hizmeti veren Chapman’a göre, hazırlıklar tam yapılmadığı ve birlikte bir takım gibi hareket edilmediği sürece mutsuz sonlar da kaçınılmaz olacaktır. Peki mutlu sondan ne anlıyoruz?
Bu küçük ama mucizeler yaratabilecek kitapta sevgiyle beslenen, her iki tarafın da huzurlu olduğu ve birbirini desteklediği evliliklerin uzun ve sağlıklı bir şekilde sürmesini sağlayacak bilgeliğe ve ipuçlarına erişebilirsiniz.
Bu kitabı bir çırpıda okumayı aklınızdan geçirmeyin. Her bir adımda deneyimlemek ve sonucunu görmek istediğiniz şeyler olacak.
Gary Chapman, sevgiyi anlama ve gösterme biçimlerini beş ana noktada topladığı ve kişilerin sevgiyi algılama biçimini çözemediği takdirde iki farklı dil konuşup birbirini anlayamadığı ve uzaklaşmaya başladığını Beş Sevgi Dili adlı kitapta yazarak milyonlarca çiftin ilişkiye bakışını etkilemiştir.
 
(Tanıtım Bülteninden)

Türler

Kitap Dili

Orijinal Dili

Orijinal Adı

Sayfa Sayısı

Baskı Sayısı

Konuşmamız Lazım

"Uyanıkken rüya görüyorüm! Bu aynalar beni çıldırtacak! Tahmin ettiğimden çok daha tuhaflar...Nasıl bu kadar farklı görüntüler yansıtabiliyorlar? Neden bu kadar çok çeşit ayna var? "Fizi, aynalar sayesinde, dostu kirpi Çekirdek'i yok edebilecek mi? Fizi, sorduğu soruların yanıtlarını yetişkinlerin de bilmediğinin çok uzun zamandan beri farkındadır. Bu nedenle de yanıtlarını kendisi bulmaya karar verir. En yakın arkadaşı kirpi Çekirdek bu araştırmasında hep yanında olacaktır. 8-12 yaş grubu çocuklar için hazırlanan bu seri ile çocuklarımız erken yaşta fizik biliminin temel soruları ile tanışacak, sevimli kahramanımız Fizi ile bilim dünyasının derinliklerinde merak ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkacaklardır. (Tanıtım Bülteninden) Sayfa Sayısı: 71 Baskı Yılı: 2014 Dili: Türkçe Yayınevi: Odtü

Fizi K ve Aynanın Sırrı

SHORTLISTED FOR THE ROYAL SOCIETY SCIENCE BOOK PRIZE 2018 Bestselling author Simon Winchester writes a magnificent history of the pioneering engineers who developed precision machinery to allow us to see as far as the moon and as close as the Higgs boson. Precision is the key to everything. It is an integral, unchallenged and essential component of our modern social, mercantile, scientific, mechanical and intellectual landscapes. The items we value in our daily lives – a camera, phone, computer, bicycle, car, a dishwasher perhaps – all sport components that fit together with precision and operate with near perfection. We also assume that the more precise a device the better it is. And yet whilst we live lives peppered and larded with precision, we are not, when we come to think about it, entirely sure what precision is, or what it means. How and when did it begin to build the modern world? Simon Winchester seeks to answer these questions through stories of precision’s pioneers. Exactly takes us back to the origins of the Industrial Age, to Britain where he introduces the scientific minds that helped usher in modern production: John ‘Iron-Mad’ Wilkinson, Henry Maudslay, Joseph Bramah, Jesse Ramsden, and Joseph Whitworth. Thomas Jefferson exported their discoveries to the United States as manufacturing developed in the early twentieth century, with Britain’s Henry Royce developing the Rolls Royce and Henry Ford mass producing cars, Hattori’s Seiko and Leica lenses, to today’s cutting-edge developments from Europe, Asia and North America. As he introduces the minds and methods that have changed the modern world, Winchester explores fundamental questions. Why is precision important? What are the different tools we use to measure it? Who has invented and perfected it? Has the pursuit of the ultra-precise in so many facets of human life blinded us to other things of equal value, such as an appreciation for the age-old traditions of craftsmanship, art, and high culture? Are we missing something that reflects the world as it is, rather than the world as we think we would wish it to be? And can the precise and the natural co-exist in society?