19. yüzyıldan bugüne bazen ütopik, bazen tuhaf ama genelde tartışmalı birçok tasarım fikri kademeli olarak benimsendi ve Dubai’den Tokyo’ya, Londra’dan Los Angeles’a dünyanın her yerindeki şehirlerde uygulandı. Graham, bu tasarım fikirlerinin arkasındaki vizyonerlerin ve onların rakiplerinin yaşam öykülerinden yola çıkarak, şehir peyzajlarının analizini yapıyor, şehir formlarımızın nereden geldiğini, bizim onları ve onların bizi nasıl şekillendirdiğini göstermeyi amaçlıyor.
Wade Graham şehirleri planlar, tasarımlar, mimari akımlar ışığında anlatırken tüm bunların aslında nasıl yaşamamız, nasıl çalışmamız, nasıl alışveriş yapmamız ve neye inanmamız gerektiğine dair fikirlerin bir dışavurumu olduğunu da gösteriyor. Bertram Goodhue’nun barok fantastik köylerinden, Le Corbusier’nin Işıyan Şehir’ine; lüks yeşil banliyöleri, şehir merkezindeki gökdelenleri, boş arazilerin ortasında yapayalnız dikilen yüksek blokları, yepyeni deneyimler vaat eden alışveriş merkezlerini, eko-siteleri, meydanları, dar sokakları, otoyolları bambaşka bir gözle görmemizi sağlıyor.
Canlı, özgün ve genel okura hitap eden bir kültür tarihi sunan Rüya Şehirler, şehirleşmiş dünyayı anlamak için bir kılavuz kitap.
(Tanıtım Bülteninden)