Yönetmen Marleen Gorris, klasik gemi kazası hikâyesinin modern ve zekice bir versiyonunda, hem eşcinsel erkeklerin hem de feministlerin bakış açısını yakalamayı başarıyor. Büyük bir yolcu uçağının ıssız bir adaya düşüp yolcuların çoğunun ölmesinin ardından, iki kadın, beş erkek ve bir köpek hayatta kalır: bir Doğu Avrupalı, Kanadalı bir avukat, Fransız bir biyolog, zengin bir İskoç finansçı, genç bir Amerikalı, dışa dönük bir Avustralyalı ve İngiliz ordusunda görevli bir binbaşı. Hayatta kalanlar dünyanın büyük bir felakete uğramış olabileceğini fark ettikçe kurtarılma umutları da azalır. Kendi kaynaklarına güvenmek zorundadırlar ve ilk başta uyumlu bir şekilde yaşamayı başarırlar. Ancak başarısız bir kaçma girişiminin ardından tansiyon giderek yükselir. Adamlardan biri kendini grubun lideri olarak öne sürmeye başlayınca hoşgörüsüzlük varlıklarını tehdit eder.