"Fillerin Peşinden", Afrika fillerinin Kalahari çölünde yaptığı destansı yolculuğu, Disneynature'ın "Fil"i için yakalayan film yapımcılarını takip ediyor. Ekip, bu olağanüstü yaratıklara ve onların antik göçlerine ışık tutmak için şiddetli hava koşulları, erişilmesi güç araziler, timsahlarla dolu sular ve her an burun buruna gelebileceği aslanlarla karşı karşıya. Dünyanın en büyük kara hayvanını filme almak kolay bir iş değil. 1.600 kilometrelik gidiş-dönüş macerasına başlamak için Disneynature ekibinin, öncelikle mürettebatı beş tonluk kamera ekipmanıyla birlikte, fillerin her yıl toplandığı uzak bir vaha olan Okavango Deltası'nın kalbine taşıması gerekiyor. Bir sonraki zorluk ise, filleri bulmak. Muazzam boyutlarına rağmen, yaklaşık 6.500 kilometrekarelik bir alanda bir fil bulmak, samanlıkta iğne aramak gibidir. Neyse ki fil popülasyonlarını izleyen yerel bir biyolog, film yapımcılarına bu konuda yardımcı oluyor. Ekip, sürüsünü belirler ve yarış başlar, ciddi anlamda. Çünkü bir fil ailesi, yeryüzü cennetine ulaşma arayışında günde yaklaşık 50 kilometre yol kat edebilir ve ekibin buna ayak uydurabilmesi mümkün değildir. Ancak fırsatlar zorluklardan doğar. Normalde havadan çekim yapmak için kullanılan sabitlenmiş kameraları kamyonlarına takan ekip, hikâyelerini anlatmanın yepyeni bir yolunu bulur. Görüntü yönetmenleri, daha önce hiç gösterilmemiş bir göçü yakalamaya can atıyor ancak Afrika'nın vahşi doğasında film çekmek, kendine özgü riskleri de beraberinde getiriyor. Akıntı dalışı sırasında timsahlarla yüz yüze gelen, kampın ortasında impala avlayan aslanları keşfeden ve bir kamyonun arkasından bir aslan ile bir anne fil ve yavrusu arasındaki gece çatışmasını filme alan ekip üyeleri için bu eşsiz yolculuğun sonundaki kazanım, tüm bu tehlikelerin getirdiği risklerden daha ağır basıyor. Film yapımcıları, sıçrayarak ak balıkçılları ve leçveleri kovalayan yavru bir filin neşeli anlarından, başarısızlığa uğrayarak hayatını kaybetmiş bir akrabanın kemiklerini onurlandıran bir fil sürüsünün dokunaklı, ilk adımlarını atan yeni doğmuş bir filin huşu uyandıran anlarına uzanan, tanıklık ettikleri favori prodüksiyon anlarını anlatıyor. Fillere ve onların tüm benzersiz, sevimli tuhaflıklarına âşık olan ekip, bir yıllık çekim sürecinin ardından yolculuklarının başladığı yere dönerek sabırla ve endişeyle sürünün dönüşünü bekliyor.