Timothy Walter Burton Burbank, California'da kedi temalı bir hediyelik eşya dükkânı sahibi Jean Rae (Erickson) ile Burbank Park ve Rekreasyon Departmanı'nda çalışan William Reed Burton'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunun büyük bir bölümünü münzevi bir hayat sürerek, çizgi film çizerek ve eski filmleri izleyerek geçirdi (özellikle Vincent Price'ın oynadığı filmleri severdi). Dokuzuncu sınıftayken, sanatsal yeteneği yerel bir çöp şirketi tarafından fark edildi ve tasarladığı çöp karşıtı bir poster için ödül kazandı. Şirket bu posteri bir yıl boyunca tüm çöp kamyonlarına yerleştirdi. Liseden mezun olduktan sonra California Sanat Enstitüsü'ne devam etti. O okuldan mezun olan pek çok kişi gibi Burton'ın da ilk işi Disney'de animatörlük oldu. onu sektörün zirvesinde tutan yeteneği ve özgünlüğüdür. Hollywood ağacı. Tilki ve Avcı Köpeği (1981) ve Kara Kazan (1985) gibi filmlerde çalıştı, ancak meslektaşlarıyla bazı yaratıcı farklılıklar yaşadı. Yine de Disney onun yeteneğini fark etti ve Vincent Price gibi olmak isteyen bir çocuk hakkında kısa bir animasyon olan Vincent'ı (1982) yapması için ona yeşil ışık yaktı. Price'ın kendisi tarafından anlatılan kısa film eleştirel bir başarı elde etti ve birçok ödül kazandı. Burton, ilk canlı aksiyon filmi Frankenweenie (1984) de dahil olmak üzere birkaç kısa film daha yaptı. Frankenstein masalının yarım saatlik bir uyarlaması olan bu film çocuklar için uygun bulunmadı ve gösterime girmedi. Ancak aktör Paul Reubens (nam-ı diğer Pee-Wee Herman) Frankenweenie'yi (1984) izledi ve Burton'ın ilk uzun metrajlı filmi Pee-wee's Big Adventure'da (1985) kendisini yönetmek için doğru kişi olduğuna inandı. Film sürpriz bir başarı elde etti ve Burton anında popüler oldu. Ancak, bundan sonra kendisine teklif edilen senaryoların çoğu aslında filmin spin-off'larıydı ve Burton yeni bir şeyler yapmak istiyordu. 3 yıl boyunca, Beterböcek (1988) senaryosu kendisine sunulana kadar başka film yapmadı. Senaryo çılgıncaydı ve aslında hiçbir şeyle ilgili değildi ama öylesine sanatsal ve ilginç fırsatlarla doluydu ki Burton hayır diyemedi. Beterböcek (1988) bir başka büyük hit oldu ve Burton'ın Hollywood'daki adı sağlamlaştı. Bu aynı zamanda aktör Michael Keaton ile ilk filmiydi. Warner Bros. daha sonra ona aynı adlı son derece popüler çizgi roman serisinden uyarlanan Batman (1989) filmini emanet etti. Başrollerini Michael Keaton ve Jack Nicholson'ın paylaştığı film, o yılın finansal açıdan en başarılı filmi ve Burton'ın bugüne kadarki en büyük gişe başarısı oldu. İlk üç filminin olağanüstü başarısı nedeniyle, bir sonraki filmini istediği türde çekmesi için yeşil ışık yakıldı. Bu film, bugüne kadarki en duygusal, saygın ve sanatsal filmlerinden biri olan Makas Eller (1990) oldu. Makas Eller (1990) aynı zamanda Burton'ın aktör Johnny Depp ile ilk filmi oldu. Burton'ın bir sonraki filmi Batman Dönüyor (1992), ilkinden daha karanlık ve tuhaftı ve hiçbir şekilde finansal bir fiyasko olmasa da, birçok insan bu filmden biraz hayal kırıklığına uğradı. Batman Dönüyor (1992) üzerinde çalışırken, eski Disney Animatörü Henry Selick'in yönettiği popüler Noel Gecesi Kabusu'nun (1993) yapımcılığını da üstlendi. Burton, Johnny Depp ile Ed Wood (1994) filminde yeniden bir araya geldi; bu film eleştirmenlerin beğenisini kazandı, Martin Landau filmdeki performansıyla akademi ödülü kazandı ve şu anda çok popüler, ancak ilk gösterimi sırasında başarısız oldu. Burton'ın bir sonraki filmi Çılgın Marslılar (1996), diğer filmlerine göre çok daha canlı renklere sahipti. Burton tarafından yönetilmesine ve Jack Nicholson, Glenn Close, Pierce Brosnan ve Michael J. Fox gibi yıldız oyuncuların yer almasına rağmen, vasat eleştiriler aldı ve gişede de çok popüler olmadı.Burton, Johnny Depp, Christina Ricci ve Casper Van Dien'in oynadığı Hayalet Süvari (1999) filmiyle daha karanlık ve daha sanatsal formuna geri döndü. Sanat yönetimiyle övgü toplayan ve mali açıdan başarılı olan film, Burton'ı Çılgın Marslılar'ın (1996) yarattığı hayal kırıklığından kurtardı. Bir sonraki filmi, aynı adlı klasiğin yeniden çevrimi olan Maymunlar Gezegeni (2001) oldu. Film pek çok eleştirmen tarafından beğenilmedi ama yine de mali açıdan başarılı oldu. Burton, Maymunlar Gezegeni'nin (2001) setindeyken, iki çocuk sahibi olduğu Helena Bonham Carter ile tanıştı. Burton Büyük Balık (2003) filmini yönetti - diğer filmlerine göre çok daha geleneksel olan bu film eleştirmenlerden büyük övgü aldı, ancak daha önceki filmlerinin tuhaflığını tercih eden bazı hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı. Kariyerindeki dalgalanmalara rağmen Burton, 20. yüzyılın sonlarının en popüler yönetmenlerinden biri olduğunu kanıtladı. Charlie'nin Çikolata Fabrikası (2005) filminde Johnny Depp'i bir kez daha yönetti, bu film şimdiye kadar yaptığı her şey kadar ilginçti.