Eldred Gregory Peck, 5 Nisan 1916'da La Jolla, Kaliforniya'da Bernice Mae (Ayres) ve San Diego'da kimyager ve eczacı olan Gregory Pearl Peck'in oğlu olarak dünyaya geldi. İrlandalı (baba tarafından büyükannesinden), İngiliz ve biraz da Alman kökenliydi. Anne ve babası o beş yaşındayken boşandı. Tek çocuk olduğu için büyükannesinin yanına gönderilmiş. Hiçbir zaman istikrarlı bir çocukluk geçirdiğini hissetmemiş. En güzel anıları, büyükannesinin onu her hafta sinemaya götürmesi ve onu her yerde takip eden köpeğidir. UC-Berkeley'de tıp eğitimi aldı ve oradayken oyunculuğa merak sardı ve eğitiminin odağını değiştirmeye karar verdi. New York'taki Neighborhood Playhouse'a kaydoldu ve mezun olduktan sonra Broadway'de sahneye çıktı. İlk çıkışını Emlyn Williams'ın "The Morning Star" (1942) adlı oyununda yaptı. 1943 yılına gelindiğinde Hollywood'daydı ve RKO filmi Days of Glory (1944) ile çıkış yaptı. 1944 yılında Akademi Ödülü'ne aday gösterildiği bir sonraki filmi The Keys of the Kingdom (1944) ile yıldızlaştı. Peck'in ekrandaki varlığı, tanınmasını sağlayan nitelikleri sergiliyordu. Uzun boylu, sert ve kahramandı, rollerini aşan temel bir nezakete sahipti. Alfred Hitchcock'un Öldüren Hatıralar (1945) filminde cinayetle suçlanan bir amnezi kurbanını canlandırdı. İki Yavru (1946) filminde yine Akademi Ödülü'ne aday gösterildi ve Altın Küre kazandı. Özellikle western filmlerinde etkiliydi ve David O. Selznick'in eleştirmenlerce yerden yere vurulan Kanlı Aşk (1946), biraz daha iyi karşılanan Yellow Sky (1948) ve büyük beğeni toplayan The Gunfighter (1950) gibi çeşitli filmlerde rol aldı. Dünya Savaşı'nda bir Hava Kuvvetleri bombardıman birliğindeki üst düzey stresi anlatan Twelve O'Clock High (1949) ve antisemitizmi ele alan Namus Sözü'ndeki (1947) rolleriyle Akademi Ödülü'ne tekrar aday gösterildi. Kaptan Horatio Hornblower R.N. (1951) ve Deniz ejderi (1956) gibi filmlerde kahraman, hayattan daha büyük figürler olarak görünmeye devam etti. Audrey Hepburn ile ilk filmi Roma Tatili'nde (1953) birlikte çalıştı. Peck, Bülbülü Öldürmek (1962) filmindeki avukat Atticus Finch performansıyla dört adaylıktan sonra nihayet Oscar kazandı. 1960'ların başında, insanların yaşam biçimlerini ele alan Korkusuzlar (1962) ve Zor Vazife (1963) gibi genelde yaptığından daha karanlık iki filmde rol aldı. Ayrıca o yılın en büyük gişe hasılatlarından biri olan Navaron'un Topları (1961) filminde Yüzbaşı Keith Mallory rolünde güçlü bir performans sergiledi.1970'lerin başında, film kariyeri durakladığında The Trial of the Catonsville Nine (1972) ve The Dove (1974) adlı iki filmin yapımcılığını üstlendi. Korku filmi Kehanet'te (1976) Robert Thorn'u biraz odunsu bir şekilde canlandırarak geri dönüş yaptı. Bundan sonra, MacArthur (1977) ve büyük hit Vahşetin Çocukları'ndaki (1978) canavar Nazi Dr. Josef Mengele gibi en iyi bilindiği hayattan daha büyük rollere geri döndü. 1980'lerde Mavi ve Gri (1982) ve Kırmızı ve Siyah (1983) adlı mini dizilerle televizyona geçti. 1991 yılında, 1962 tarihli filminin yeniden çevrimi olan Martin Scorsese'nin Korku Burnu (1991) filminde farklı bir rolle karşımıza çıktı. Ayrıca Başkalarının Parası (1991) filminde bir tel ve kablo şirketinin ilerici görüşlü sahibini canlandırdı.1967 yılında Peck, Akademi'nin Jean Hersholt İnsani Yardım Ödülü'nü aldı. Ayrıca ABD Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi. Politik olarak her zaman ilerici olan Peck, savaş karşıtı protestolar, işçi hakları ve medeni haklar gibi konularda aktif rol aldı. Peck'in canlandırdığı Atticus Finch karakteri 2003 yılında Amerikan Film Enstitüsü tarafından son 100 yılın en iyi film kahramanı seçildi. Gregory Peck 12 Haziran 2003'te Los Angeles, Kaliforniya'da 87 yaşında öldü.