Bu olağanüstü, türünün tek örneği aktris, 1990'ların başından bu yana, ışıltılı ama bir o kadar da yıpranmış eksantrikliği ve eski dünya tarzı cazibesiyle sinema ve TV izleyicilerinin ilgisini çekiyor. Bugünlerde bir karakter oyuncusu olarak çok talep gören Patricia Clarkson, yine de para kazandıran ana akım filmlerin cazibesinden kaçınmaya devam ederken, sıra dışı projelerde övgü ve oyunculuk ödülleri topluyor.Patricia Davies Clarkson adını taşıyan New Orleans doğumlu oyuncu, 29 Aralık 1959'da bir okul yöneticisi olan Arthur ("Buzz") Clarkson ile yerel bir şehir politikacısı ve meclis üyesi olan Jackie Clarkson'ın kızı olarak dünyaya geldi. Patricia oyunculuğa erken yaşlarda ilgi duymaya başladı ve büyürken ortaokul ve lise düzeyinde birkaç oyunda rol almayı başardı. Temel üniversite eğitimini Louisiana Eyalet Üniversitesi'nde alan Patricia, New York Fordham Üniversitesi'ne geçiş yapmadan önce iki yıl boyunca konuşma eğitimi aldı ve tiyatro sanatları bölümünden onur derecesiyle mezun oldu.Prestijli Yale School of Drama yüksek lisans programına kabul edilen sanatçı, "Electra," "Pericles," "Twelfth Night", "The Lower Depths," "The Misanthrope," "Pacific Overtures" ve "La Ronde" gibi çok çeşitli prodüksiyonlarda rol aldıktan sonra Güzel Sanatlar Yüksek Lisansını tamamladı. Oradan New York'a geçti ve 1986'da "The House of Blue Leaves" ve "Eastern Standard" (1988) ve "Wolf-Man" (1989) gibi diğer oyunlarda canlandırdığı Corrina karakteriyle Doğu Yakası'nın dikkatini çekti.Oyunculuğa organik yaklaşımıyla tanınan keten yeleli aktris, alametifarikası olan viski sesini 28 yaşında Hollywood'da denemeye karar verdi ve ilk filmini Kevin Costner'ın başrolünü oynadığı Brian De Palma'nın Dokunulmazlar (1987) filminde Bayan Eliot Ness rolüyle yaptı. Sonraki yıllarda, Clint Eastwood'un popüler "Dirty Harry" karakteriyle karşılıklı oynadığı Ölüm Havuzu (1988) filmindeki Samantha Walker rolüyle dikkatleri üzerine çekti. Başlangıçta destekleyici, eş tiplemelerini canlandıran Patricia, 1990'ların ortalarından sonlarına doğru sadece sahnede değil, bağımsız film arenasında da karakter yıldızlığı için güçlü bir aday haline geldi. "Raised in Captivity"" "The Ride Down Mt. Morgan," "Three Days of Rain" ve özellikle de kendisine hem Outer Critics Circle hem de Drama Desk Award adaylığı getiren "The Maiden's Prayer" oyunlarındaki katkılarıyla etkileyici notlar aldı. 2004 yılında, oynamak için doğmuş gibi göründüğü klasik rolü, Güneyli dilber Blanche DuBois rolünü Kennedy Center'ın "A Streetcar Named Desire" prodüksiyonunda nihayet canlandırdı. Övgü dolu notlar aldı. Kamera karşısında kendisine belirgin çeşitlilikte roller teklif edildi. Pharaoh's Army (1995) gibi bir filmin ağır dramatiğinden, Neil Simon'ın izniyle London Suite (1996) adlı TV filminde hafif komediye ustalıkla geçebildi. Bununla birlikte, Patricia'yı indie haritasına gerçek anlamda yerleştiren, beğeni toplayan sanat filmi High Art'ta (1998) yeniden canlanan Ally Sheedy'nin karşısında, eroin müptelası Alman oyuncu Greta'yı kasvetli ve sarsıcı bir şekilde canlandırması oldu. Bundan sonra kendisine heyecan verici bir şekilde sıra dışı rollerle dolu gümüş bir tabak verildi. Patricia sadece 2003 yılında, Hayatın içinden (2003) filmindeki hüzünlü, kederli sanatçı, Annemler yemeğe geliyor (2003) filmindeki soğuk kalpli kanser kurbanı ve All the Real Girls (2003) filmindeki şakacı, her şeyi bilen anne rolleriyle Sundance Film Festivali'nde özel oyunculuk ödülü aldı. Televizyonda Patricia, beğenilen kara komedi dizisi Six Feet Under'da (2001) Frances Conroy'un özgür ruhlu kız kardeşi rolüyle iki Emmy ödülü aldı. Ayrıca, 1950'ler tarzındaki muhteşem melodram Cennetten çok uzakta (2002) filminde, Julianne Moore'un ilkel ve düzgün Stepford karısı ve aldatıcı arkadaşı rolündeki yardımcı çalışmasıyla New York Film Eleştirmenleri Birliği ve Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği ödüllerini aldı.Yeşil Yol (1999), All the Real Girls (2003), Efsane (2004) ve Aşkın Peşinde'deki (2008) uzun cameoları gibi boyutu ne olursa olsun, Patricia sahip olduğu ekran süresinden en iyi şekilde yararlanmayı başarıyor ve genellikle sahneleri zahmetsizce çalıyor. Barselona, Barselona (2008) filminde küçük ama kayda değer bir rolde yönetmen/oyuncu Woody Allen'la çalıştıktan sonra, Allen onu bir sonraki filmi Kim kiminle nerede? (2009) filminde başrole terfi ettirecek kadar etkilendi.Son dönemde Vincent in Brixton (2003), Efsanevi (2010), Arkadaştan Öte (2011), Learning to Drive (2014), Sahaf (2017), Sayıklama (2018), Aniden (2018), Sell By (2019) filmlerinde başrol ve yardımcı rollerde yer aldı ve Labirent adlı bilimkurgu gerilim filminde Ava Paige karakterini canlandırdı: Ölümcül Kaçış (2014), Labirent: Alev Deneyleri (2015) ve Labirent: Son İsyan (2018). Televizyonda ise hiç evlenmemiş olan Patricia, Sharp Objects (2018) adlı mini dizideki başarılı performansıyla Altın Küre kazandı ve House of Cards (2013) adlı politik dizide güçlü bir rol oynadı.