Edgecomb, hikayesini anlatırken bir huzurevinde yaşamaktadır ve hapishanedeki görevinin üzerinden yıllar geçmiştir. Hapishanedeki hücrelerinden alınan idam mahkumlarının elektrikli sandalyenin bulunduğu ölüm odasına giderken yürüdükleri, bir millik yeşil yolda yaşananlara her defasında tanık olan Edgecomb, ömrü boyu unutamayacağı olaylara tanık olur. Edgecomb, yıllar boyunca sayısız idam mahkumu nakleder ama hiç birisi onu John Coffey kadar etkilemez. Oldukça iri yarı bir adam olan Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkum olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça ince, kırılgan ve düşünceli bir yapıya sahip olan Coffey, bazı doğaüstü güçlere sahiptir. Edgecomb'un ona gerçekten suçlu olup olmadığını sorması ile aralarında bir diyalog başlar.

Yeşil Yol

Samantha Crawford masal gibi bir hayat yaşamaktadır: mutlu bir evliliği vardır, çok sevdiği atını beslediği bir çiftlikte yaşamaktadır ve çocukluğundan beri anlattığı ve resimlediği hikâyeler kitap haline gelmiştir. Kocası Billy anlamsız bir şiddet eyleminde öldürüldüğünde Sam inancını ve yaşama isteğini kaybeder. Ancak iki çocukla ölüme meydan okuyan bir karşılaşma, en eski arkadaşı Joe ile yeniden bir araya gelmesine yol açar. Sam, "Baba" Joe'nun yetersiz kaynaklara sahip mahallesindeki çocuklarla ilgilenmesini ve onları sevmesini izledikçe, hayatın koşulları ne olursa olsun, Tanrı'nın sevgisinin her zaman bize ulaştığını fark etmeye başlar.