Takvimler 1950’lileri gösterdiğinde uzaya karşı merak ve ilgi üst seviyeye çıkmış, başta Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği olmak üzere Avrupa’dan Asya’ya kadar pek çok ülkede uzay programları başlatılıp bilinmezlerle dolu semanın ötesine geçebilmek için kıyasıya bir mücadeleye girilmişti. Yıl 1957’ye geldiğinde ise SSCB Sputnik’le uzaya roket gönderen ilk ülke olarak ipi göğüslemiş ardından ABD ikinci olarak tarihe geçmişti. İşte bu yıllarda Bandırma’da yaşayan liseli gençler ve arkadaşları, Sputnik’ten ilham alarak hayallerini fezaya taşımış, ne uzay programı ne devlet desteği ne de maddi güçleri olmadan imkansızı başarmak için uzaya roket göndermek üzere “Bandırma Füze Kulübü”nü kurmuşlardı.

Bandırma Füze Kulübü

Kaan binbir emek ve zorlukla &ccedil;alışma hayatında y&uuml;kselmiş, başarılı bir iş kariyerine sahip olmuştur. Eşi, iki &ccedil;ocuğu ve işiyle ilgilenirken, bir sahil şehrinde yaşayan babası Eşref&#39;i ise biraz ihmal etmiştir. Ancak g&uuml;n&uuml;n birinde babasının ge&ccedil;irdiği rahatsızlık, onu babasının yanına gitmeye zorlar, ancak yoğun işlerinden &ouml;t&uuml;r&uuml; babasını İstanbul&#39;a, evine getirmeyi tercih eder. Son derece iyi niyetli ve iyi kalpli bir insan olan Eşref Bey, burada y&uuml;k olduğunu hissedince geri d&ouml;nmek ister. İ&ccedil;indeki bulundukları g&uuml;&ccedil; durum, &ouml;zellikle Kaan i&ccedil;in zor kararlar almayı ve sıkı bir vicdan muhasebesini gerektirecektir.


Bizi Hatırla

Ozan üç kuşak bir arada yaşayan bir ailenin oğludur. Küçük bir Ege kasabasında yaşamaktadır. Ozan’ın hayattaki kahramanı dedesi Mehmet’tir. 80 öncesinin Türkiye’sinde toplumsal gerilimin yüksek olduğu zamanlardır. Ozan’ın yaşadığı kasabada da yerli halk, göçmenlere kötü gözle bakmaktadır. Arkadaşları Ozan ile “gavur” diye alay eder. Ailesi ve arkadaşları arasında kalan küçük Ozan’ın içinde bir öfke birikir. Onun bu zorlukları aşmasında en büyük yardımcısı ise dedesi olacaktır.

Dedemin İnsanları

Garip Bülbül, büyük ozan Neşet Ertaş'ın hayat hikayesini konu ediniyor. Hayatı boyunca 400 plak ve birçok kasete imza atan Neşet Ertaş, "Garip" mahlasıyla birçok şiir yazdı. Filmde, 2012 yılında vefat eden Neşet Ertaş'ın hem özel hem de kariyer hayatına dair bilinmeyenler anlatılıyor.