Biri beyaz ve zengin, diğeri yoksul ve zenci... Kader onları trafik ışıklarında karşılaştırır ve iki adamın düşmanlıkla başlayan ilişkileri sıkı bir dostluğa dönüşür...Büyük bir reklam şirketinde yöneticilik yapan Nick Beam, eve biraz erken gelince çok sevdiği eşini patronuyla aynı yatakta bulur. Şok olan genç adam, hemen arabasına atlayıp oradan uzaklaşır. Ancak şanssızlık yakasını bırakmaz. Trafik ışıklarında durduğu sırada kapı açılır ve şimşek hızıyla içeriye dalan T. Paul, Nick'in şakağına silahı dayayarak ondan cebindeki tüm parayı kendisine vermesini ister. Artık kaybedecek bir şeyi kalmadığını düşünen Nick, korkusuzca davranarak, silahı saldırganın elinden alır. Artık suçlu onun elindedir. İki erkek arasında, bu tehlikeli durumla başlayan ilişki, bir süre sonra dostluğa dönüşür.Hatta Nick'in patronundan intikam almak için bir soygun bile planlarlar.

Kaybedecek Bir Şey Yok

Bir petrol arama şirketi büyük okyanusa petrol aramak için açılır ancak gemiye kaçak olarak binen bir paleontolog üzerinde dev bir yaratığın yaşadığı bir adadan bahsetmektedir. Bu gizemli adayı ararken yolda bir deniz kazasında sağ kurtulan güzel ve çekici bir bayanı da alırlar. Nihayet gizemli Skull Adasına ulaştıklarında yerlilerin tanrı olarak taptıkları dev bir gorilin yaşadığını göreceklerdir. Bir gece güzel kadını gorile sunarlar, dev canavar bir anda kadına aşık olur ancak gözünü para hırsı bürümüş gemi kaptanının amacı dev gorili New York'a getirip teşhir etmektir; ancak dev goril aşkı ve hayatı uğruna inanılmaz bir mücadeleye girecektir.