Havalı ve her daim şık bir hanımefendi olan Candice Bergen, 60'lı yılların ekranlarına ilk adımını attığında modaya uygun "buz prensesi" yıldızlığı için zarif bir şekilde hazırdı, ancak 70'li yıllarda hem kamera önünde hem de kamera dışında bu débutante imajını kademeli olarak yeniden şekillendirdi. Sadık, açık sözlü ve kararlı bir feminist olan Bergen, bu çelişkili özelliklerinin önemli bir kısmını sinemaya ve özellikle de 1980'lerin sonlarında TV'ye taşıdı.Ünlü vantrilok Edgar Bergen ile eski aktris ve "Chesterfield Girl" modeli Frances Bergen'in (kızlık soyadı Westerman) kızı olan Candice Patricia Bergen, İsveç, Alman ve İngiliz kökenli olarak Beverly Hills, Kaliforniya'da doğdu. Altı yaşındayken babasının programında ilk radyo çıkışını yaptı. Los Angeles'taki Westlake School for Girls'e, Washington D.C.'deki Cathedral School'a devam etti ve ardından İsviçre'deki Montesano (bitirme) Okulu'na gitti. Pennsylvania Üniversitesi'nde sanat tarihi ve yaratıcı çizim dersleri almaya başladıysa da eğitimini tamamlayamadı ve bu arada yeni tutkusu olan fotoğrafçılık için kamera satın alabilmek amacıyla Ford modeli olarak çalıştı. Grace Kelly'yi andıran buz gibi güzelliği onu Ivy League'in asilzade rolleri için ideal bir aday haline getirdi ve Candice henüz bir üniversite öğrencisiyken, Kathleen Widdoes, Carrie Nye, Joan Hackett ve Joanna Pettet gibi yeni yetme oyuncuların da yer aldığı bir toplulukta Sidney Lumet'in The Group (1966) filminin Vassar tarzı lezbiyen üyesini canlandırarak ilk filmini çekti. İlk Defa'da (1971) Jack Nicholson ve Art Garfunkel'in arasına giren genç kız ve Rüzgârın sesi'nde (1975) Faslı şeyh Sean Connery tarafından kaçırılan ilkel Amerikalı kadın rolleri dışında, performansları kalabalığın arasından sıyrılmak için biraz fazla soğuk bulundu. Bu süre zarfında, fotoğrafçı ve foto muhabiri olarak tutkulu bir ikinci kariyer buldu. Çalışmalarının bir kısmı Life, Playboy ve Esquire gibi çeşitli dergilerde yer aldı.1970'lerde Candice'in çektiği filmlerin çoğu, dönemin hip karşı kültür yıldızı Elliott Gould'la oynadığı kampüs komedisi Doğru Karar (1970); rahatsız edici derecede şiddet içeren Mavi Askerler (1970); epik boyutlu bomba Büyük macera (1970); T.R. Baskın (1971); Büyük Bahis (1975); Ölüm kumarı (1977), Lina Wertmüller'in uzun soluklu ve meşhur uzun başlıklı İtalyan draması La fine del mondo nel nostro solito letto in una notte piena di pioggia (1978); ve büyük gişe hasılatı elde eden Aşk hikâyesi'nin (1970) Oliver'ın hikâyesi (1978) adlı düşük bütçeli devam filminde orijinal yıldız Ryan O'Neal ile birlikte rol aldı. Ancak on yılın ikinci yarısına doğru, görünüşte mizahsız olan Candice'in komediye zekice bir hamle yapmasıyla işler toparlandı. Saturday Night Live'ın (1975) ilk kadın konuk sunucusu olarak tarihe geçti ve ardından dram türündeki Yeniden Başlayalım'da (1979) Burt Reynolds'ın sağır eski karısı rolüyle aynı derecede eğlenceli bir yönünü gösterdi ve bu süreçte "en iyi yardımcı kadın oyuncu" Oscar adaylığı elde etti. Jacqueline Bisset ile birlikte, annesi Frances'in Malibu'daki bir parti sahnesinde göründüğü George Cukor'un Zengin ve Ünlü (1981) filminde de iyi bir ekip olarak çalıştılar. 1985 yılında Candice, David Rabe'in kara komedisi "Hurlyburly"'de Sigourney Weaver'ın yerine Broadway'deki ilk çıkışını yaptı. 1980 yılında Candice kendisinden 14 yaş büyük Fransız yönetmen Louis Malle ile evlendi. Chloe adında bir çocukları oldu. 1980'lerin sonunda Candice, Murphy Brown'daki (1988) sivri başrolüyle komedi televizyonunda yeni bir kariyer platosuna ulaştı ve bir TV magazin programının alaycı ve rekabetçi sunucusu/muhabiri olarak büyük yakınmalar verdi. Etrafındaki üstün yardımcı oyuncu kadrosuyla CBS'in sitcom'u uzun süre (on sezon) devam etti ve Candice'e beş Emmy ve iki Altın Küre ödülü kazandırdı. Bunun sonucunda, Arthur'un şeytani baştan çıkarıcısı "Morgan Le Fey"den elit, yüksek sınıf bir madama kadar değişen renkli rollerle TV filmi rolleri de geldi - hepsi de 60'ların sonlarındaki ilk beyaz eldivenli deblerinden çok uzaktı.1995 yılında kocası Malle'nin hastalığı ve ardından kanserden ölümü, Candice'in uzun bir süre boyunca düşük bir profil sürdürmesine neden oldu. Ancak zamanla, Manhattan'lı emlakçı Marshall Rose ile ikinci kez evlendi (2000'den beri) ve yenilenmiş bir güçle (ya da sirkeyle) oyunculuğa geri döndü, karakterlerinin çoğu alaycı "Murphy Brown" karakterinin keyifli uzantılarıydı. Televizyona gelince, 2005 yılında Boston Legal (2004) dizisinin kadrosuna katılarak küstah, saçma sapan bir avukatı canlandırırken, çok daha az ciddi William Shatner ile atışarak bu süreçte bir Emmy adaylığı kazandı. Candice 2018'de Murphy Brown karakterini, oyuncu kadrosunun çoğunun geri döndüğü revize edilmiş bir dizi formunda yeniden canlandırdı. Ancak dizi sadece bir sezon sonra iptal edildi.Candice ayrıca romantik komedi film türüne de bazen bir sırdaş bazen de kötü adam olarak keskin desteklerle giriş yaptı. Bu filmler arasında Güzel Dedektif (2000), Beni Unutma (2002), Çılgın Dünürler (2003), Seks ve Şehir (2008), Kadınlar (2008), Gelinlerin Savaşı (2009), A Merry Friggin' Christmas (2014), Rules Don't Apply (2016), The Meyerowitz Stories (New and Selected) (2017), Kapımdaki Aşk (2017) ve Kitap Kulübü (2018) sayılabilir.