Clark Ross, görünüşün nasıl aldatıcı olabileceğinin en iyi örneğidir. Ross aslında 1930'larda memleketi New York'ta bir radyo şarkıcısı olarak işe başladı. Hollywood'a taşınma arzusuyla ailesini bir kenara bırakıp fırsatlar ülkesine doğru yola çıktı. 1940'larda Ross radyo sanatçısı olarak başarısını sürdürdü. Boğucu sesi sayesinde Eddy Arnold ve dönemin diğer şarkıcılarıyla iyi ilişkiler kurdu. Sesi filmlere girmesine yardımcı oldu çünkü ekip üyelerinin şarkı söylemesini gerektiren rollere çabucak seçildi ve stüdyolar tarafından birçok filmde vokal yapması için sık sık işe alındı.1940'larda kamera önünde olma arzusunu hisseden Ross, Screen Extras Guild'e katıldı. Bu onun için iyi bir hamle oldu çünkü büyük bütçeli filmleri gerçeğe dönüştürmek için gerçekten daha fazla para harcamaya başladılar. Bu da sık ve düzenli çalışmasını sağladı. Etnik görünümünü tamamlayarak ağırbaşlı İspanyollara ihtiyaç duyulan pek çok filmde rol alabildi. Televizyonun gelişiyle birlikte Ross bir başka ihtiyacı daha karşıladı. Her zamanki ağırbaşlı görünümüyle sosyete sahnelerinde görünmeye başladı. Eski zaman kovboylarının çoğu emekli olduğundan ya da vefat ettiğinden, Ross da western filmlerinde sık sık kasabalı olarak görünmenin yolunu buldu. Ross ilk gerçek oyunculuk deneyimini 1963 yılında The Dakotas'ın bir bölümünde bir sahne deposu memuru olarak yaşadı. 1970'lere gelindiğinde Ross filmlerde figüran olarak maaş çeklerini kazanmaya devam etti ancak gözünü emekliliğe dikerek 1976 yılında mutlu bir şekilde emekli oldu. Clark Ross belki hiçbir zaman sinema izleyicilerinin aşina olduğu bir isim olmadı ama arkasında New York'ta mücadeleci bir radyo şarkıcısı olarak başlayan ve Journey to Terror filmindeki rolüyle sona eren uzun ve ilginç bir kariyer bıraktı.