1961 yılında, memleketin en batısında güzel bir sahil kentinden, memleketin en doğusunda insanlarının sıcak ve samimi olduğu ‘’kendi halinde bir dağ köyü ‘’ne tayini çıkan batılı bir öğretmenin, Mahir’in istemeyerek de olsa köye gelmesiyle başlar hikayemiz. Mahir; korkularıyla önyargılarıyla gelir, okul binasının dahi olmadığını görünce hemen dönmek ister.. Ama dönemez. Kalmak için tek şartı vardır kızlar da okula gönderilecektir. Elele verilip okul yapılır önce... Ne sakatlık, ne fakirlik, ne farklı diller, ne ayrı kültür, ne de doğal şartlar engel olamaz onlara. ‘’Kar yağar, yollar kapanır‘’ ve köy kaderiyle, Aziz ve çocuklar öğretmenleriyle baş başa kalırlar.

Mucize

Aziz, bir dağ köyünde yaşayan engelli bir gençtir. Görücü usulü ile evlendiği Mızgün ile birlikte yaşayan Aziz, köydeki önyargılardan ötürü zor bir hayat sürdürmektedir. Günün birinde Aziz ile Mızgin bu zorluklar nedeniyle daha kolay bir hayat süreceklerini düşündükleri başka bir kasabaya yerleşir. Ancak Aziz ve Mızgün, çok geçmeden önyargı ve saldırganlığın sadece geldikleri yere ait olmadığını deneyimleyecektir.

Mucize 2: Aşk

Eski dönemlerde geçen hikâyede, kocalarını, babalarını ve çocuklarını savaşta yitirmiş olan 31 kadın, uzun yıllar sonra erkeksizliğe baş kaldırarak devletten evlenmek ve çocuk sahibi için acil erkek yollanmasını isterler. İstanbul'da bir hamal pazarında bu 31 kadınla evelenmeleri için farklı bölgeden, farklı kültürlerden, beş bekar erkek seçilir. Seçilen erkekler, başlarına geleceklerden habersiz bir şekilde savaşa gittiklerini zannederler. Oysa başlarına talih kuşu konan “insani eşekler” diye anılan Hamallar cephe yerine kendilerini bambaşka bir maceranın içinde bulurlar.