Birbirlerine tamamen zıt insanlar olsalar da doğruları ortaya çıkarmak için mücadele veren bilgisayar korsanı Lisbeth Salander (Claire Foy) ve gazeteci Mikael Blomkvist (Sverrir Gudnason), bu kez kendilerini dev bir örümcek ağının ortasında bulur. Bu debelendikçe karmaşıklaşan örümcek ağı casuslar, siber suçlular ve yozlaşmış hükümet yetkilileriyle doludur.

Örümcek Ağındaki Kız

Ajan 47 Uzun yıllar süren bir araştırma sürecinin ürünü olan, üst düzey yeteneklere sahip bir ölüm makinesi, boynunun arkasında yer alan barkod dövmesinin son iki hanesinde yazan numarayla, "Ajan 47" olarak tanınmaktadır. Onlarca yıllık araştırmanın sonucu önceki 46 klonun ardından, benzeri görülmemiş bir güç, hız, dayanıklılık ve zekaya sahip olan Ajan 47'nin yeni görevi ise kendisinin gizemini çözüp aynı formül üzerinden bir katil ordusu yaratmaya çalışan bir mega şirkete karşı harekete geçmektir. Gizli düşmanlarının üstesinden gelmeyi bilen genç bir kadının yardımıyla Ajan 47, şaşırtıcı köklerini keşfedecek ve epik bir savaşın içine atılacaktır.

Hitman: Ajan 47

18 yaşında ki Lena bir gece Louise tarafından ısırılır ve vampire dönüşür... Lider Lousie'nin bayan vampir üçlemesi ölümcül olduğu kadar aynı zamanda da güzeldir. Gruptaki kızlar Lena'nın bu vampir yaşamını destekledikleri gibi aynı zamanda lanetlerler. İlk olarak, Lena sınırsız özgürlükten, lüksten ve partilerden keyif alır. Ama sonra Lena grupta ki kızlara kendisinin ne kadar ölümcül,kanlı, şehvetli biri haline geldiğini gösterir ve çok tehlikeli olmasına rağmen Tom'a aşık olur. Tom gizli bir polistir. Lena gruptaki arkdaşlarıyla yendien kan emicilere dönüştüğünde Lousie'nin öfkede sınır tanımadığını çözer. Sonunda Lena bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Ölümsüz aşk mı?, Ölümsüz bir hayat mı?

Geceler Bizim

III. Reich döneminde geçen filmde, apolitik ve sahnede yaptıkları Hitler ve Stalin taklitleriyle ün kazanan Hans Zeisig Moskova'ya kaçıyor. Gizli servis, onun Hitler'in astrologu olduğunu sanıyor. Zeisig, Stalin iktidarının kanlı oyunları ve iktidar çatışmaları arasında kalıyor ve bir felaketten kaçmak isterken başka bir belanın içine düştüğünü farkediyor. Moskova’da dünyanın dört bir yanından göçen komünistlere ev sahipliği yapan Hotel Lux'ta, komünizmin içerdiği iyiliklere olan sarsılmaz bir inanca sahip tiyatrocu arkadaşı Siegfried Meyer'le karşılaşıyor ve macera iyice tehlikeli bir hal alıyor.