Cinsel yönden düş kırıklığına uğramış bir eş ve anne olan Kate Miller, onu tatmin etmeyen erotik yaşamından yakınmak üzere, muayenesi Manhattan'da bulunan pek revaçtaki psikiyatrı Dr. Robert Elliott'ı ziyaret eder. Bir yabancıyla tatmin edici bir cinsel ilişki içinde geçirdiği öğleden sonranın ardından Kate, adamın binasının asansöründe usturalı sarışın bir kadın tarafından öldürülür. Katili şöyle bir gören sarışın fahişe Liz, hem baş zanlı, hem de katilin yeni hedefi haline gelir.

Ölüme Kuşanmak

Crystal Gölü Kampı'nın kötü bir geçmişi vardı. Kana bulanmış bir geçmiş. 20 seneden beri kimse oradaki ölümcül sessizliği bozmamıştı? Bugüne kadar.  Alice,oğlu Jason'ın intikamını almaya çalışan akıl hastası bayan voorhees'i öldürdükten sonra rahat bir nefes alır.Ancak Jason Voorhes hiç bir zaman kristal gölünden sürülememiştir,ve bütün zamanını yakındaki ormanda insanlardan uzakta geçirmiştir.Annesinin Ölümünü gören Jason içini intikam hırsı ile doldurur.Bu olaydan beş yıl sonra bir grup maceraperest terkedilmiş kamp yerine gelir.

13. Gün

Bir televizyon haber şefi, anchorwoman olan eski karısına on birinci saat haberiyle kur yapar.

Switching Channels

Atlantic City kumarhanelerinin baş döndürücü dünyasında geçen bu akıllara durgunluk veren, rol değiştiren komedi cinayet gizeminde "sihrin kötü çocukları" sınırı aşıyor. Penn bir televizyon röportajında eğlenceli bir eşek şakası fikrinden bahsediyor: "Keşke biri beni öldürmeye çalışsaydı. Bu hayatıma odaklanmamı sağlardı, heyecan verirdi. James Bond gibi olurdum." Yirmi milyon insan onu dinler. Biri asla unutamayacağı bir espri yapmaya karar verir. Sapık'ın komedi olduğunu düşünenler tarafından yapılan Penn & Teller Öldürüldü'de (filmi de onlar yazdı) Caitlin Clarke femme fatale, David Patrick Kelly ise yeni bir misyonu olan Edgar Allan Poe-vari bir kaçık rolünde. Bonnie and Clyde, Alice's Restaurant ve Little Big Man gibi hip başyapıtlarıyla tanınan Arthur Penn, inişli çıkışlı bir tempo ve yıkıcı bir zekayla yönetiyor.