Satış temsilcisi olan babası, doğumundan birkaç ay önce bir araba kazasında ölmüş. Annesi daha sonra New Orleans'a taşındı. Bill Clinton başlangıçta büyükanne ve büyükbabasının yanında büyüdü. 1950 yılında annesi Hope'a geri döndü. Aynı yıl araba satıcısı Roger Clinton ile evlendi. Vatansever Amerikan Lejyonu'ndan bir öğrenci heyetinin üyesi olan Clinton, Washington D.C.'de Başkan John F. Kennedy ile bir araya geldi. Clinton genç yaşlardan itibaren siyasetle ilgilendi. Liseden mezun olduktan sonra 1968 yılına kadar Washington D.C.'deki Georgetown Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler okudu. Daha sonra 1973 yılına kadar burslu olarak Yale ve Oxford Üniversitelerinde hukuk eğitimi aldı. Öğrenimi sırasında Clinton çeşitli öğrenci organizasyonlarında yer aldı. Bir caz grubunda saksafon çaldı ve Senatör J. William Fulbright'ın ofisinde staffer olarak kendini destekledi. 1968'de Clinton, İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'ne gitmesini sağlayan "Rhodes Bursu" aldı. 1970'ten itibaren Yale Üniversitesi'nde hukuk okudu. Doktorasını 1973 yılında aldıktan sonra kısa bir süre Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi'nde çalıştı. 1973'ten 1976'ya kadar Arkansas Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne atandı. 1974 yılında Temsilciler Meclisi üyeliği için adaylığını koydu, ancak Cumhuriyetçi John-Paul Hammerschmidt tarafından kıl payı mağlup edildi. 1975 yılında Bill Clinton, Hillary Rodham ile evlendi. Clinton 1976 yılında Arkansas Başsavcılığı görevine seçildi. İki yıl sonra, 1978'de, henüz 32 yaşındayken Arkansas valisi olarak atandı ve o dönemde bir Amerikan eyaletinin en genç hükümet başkanı oldu. İki yıl sonra senatörlük görevinden istifa etti. Kızı Chelsea 1980 yılında dünyaya geldi. Bill Clinton 1980'den 1983'e kadar Little Rock'taki Wright, Lindsey ve Jennings hukuk bürosunda çalıştı. 1983 yılının sonunda Arkansas valisi olarak yeniden seçildi. 1985 yılında "Demokratik Liderlik Konseyi"'nin kurucu ortağı ve 1990 yılından itibaren de başkanı oldu. 1986'dan 1987'ye kadar Clinton Ulusal Valiler Birliği'nin başkanlığını yaptı. 1991 yılında Clinton başkanlığa adaylığını koymaya karar verdi. Temmuz 1991'de Demokratların başkan adayı olarak gösterildi. Başkan yardımcılığı için yarışan Senatör Al Gore da onunla birlikte seçim kampanyasına katıldı. Tüm seçim kampanyası boyunca Bill Clinton, özellikle de eski Başkan John F. Kennedy'nin tarihi efsanesiyle kurduğu başarılı bağlantı nedeniyle açık ara öndeydi. Clinton, 3 Kasım 1992'de yapılan başkanlık seçimlerini görevdeki George H. W. Bush'a karşı kazandı. Ardından 20 Ocak 1993'te Amerika Birleşik Devletleri'nin 42. Başkanı olarak Beyaz Saray'a taşındı. 46 yaşında, Theodore Roosevelt ve John F. Kennedy'den sonra Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en genç üçüncü başkanı oldu. Clinton'ın görev süresi boyunca en önemli öncelikleri sağlık sigortası, Vietnam'la uzlaşma ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyada uyuşturucu bağımlılığı, silah şiddeti ve yoksullukla mücadele oldu. 10 Temmuz 1994'te Clinton Almanya'yı ziyaret etti. Berlin'de yaptığı konuşmada Clinton, 1963'te John F. Kennedy'nin yaptığı gibi, Almanca olarak "Amerika sizin yanınızda - şimdi ve sonsuza dek" dedi. 1994'te Oxford Üniversitesi'nden fahri doktora unvanı aldı. Dış politika açısından, iki ülke arasında barış anlaşmasına yol açan İsrail-Ürdün barış sürecini destekledi. 1995'te Budapeşte'deki AGİK zirvesinde Clinton, Boris Yeltsin ve Ukrayna, Belarus ve Kazakistan devlet başkanları START I Anlaşması'nın onay belgeleri üzerinde görüş alışverişinde bulundular. Böylece 1991 yılında imzalanan 5.500 km'den Fazla Menzilli Nükleer Silahların Azaltılmasına İlişkin Anlaşma yürürlüğe girmiş oldu. Kasım 1996'da yapılan bir sonraki başkanlık seçimlerinde Clinton, Bob Dole'a karşı açık bir üstünlük sağladı. Boris Yeltsin ve Clinton arasında Helsinki'de yapılan zirve toplantısı Mart 1997'de NATO'nun doğuya doğru genişlemesi konusundaki anlaşmazlık konusunda bir anlaşmaya varılamadan sona erdi. Mayıs 1997'de Clinton resmi bir ziyaret için Meksika'ya gitti. Bu, 1979'dan beri bir ABD başkanının komşu ülkeye yaptığı ilk ziyaretti. 1997 Mayıs ayında Paris'te Kuzey Atlantik Örgütü ile Rusya Federasyonu arasında Karşılıklı İlişkiler, İşbirliği ve Güvenlik Temel Yasası imzalandı. Yönetim ve Kongre arasında uzun süren bütçe anlaşmazlığının ardından vergi kesintileri konusunda anlaşmaya varıldı. ABD bütçesi 1969 yılından bu yana ilk kez kırmızıdan çıkarıldı. Başkan Clinton'ın ikinci dönemi, 1991 yılında bir otel odasında devlet çalışanı Paula Jones'a cinsel tacizde bulunduğu iddialarıyla gölgelendi. Clinton suçlamaları reddetti. 17 Ocak 1998'de Amerika Birleşik Devletleri tarihinde ilk kez görevdeki bir başkan kendi adına yeminli ifade verdi. 26 Ocak 1998'de Clinton, stajyeri Monica Lewinsky ile evlilik dışı bir ilişki yaşamadığına dair yeminli ifadesini tekrar teyit etti. Clinton ayrıca Lewinsky'yi yalan beyanda bulunmaya teşvik ettiği suçlamasını da bir yeminli ifadeyle reddetti. H. Andrew Johnson'ın başkanlığından bu yana, yani 130 yıl sonra ilk kez, görevdeki bir Amerikan başkanı hakkında yeniden azil davası açılmış oldu. Ancak 1999'da soruşturmanın sonunda iddialar ne azil ne de iddianame için yeterli bulunmadı. Mart 1998'de Clinton, Güney Afrika'ya kapsamlı bir tur düzenleyen ilk ABD başkanı oldu. Bu gezinin bir parçası olarak, Afrika reform devletleri için borç ertelemesini açıkladı. Paula Jones'un Clinton aleyhine açtığı dava Nisan 1998'de Arkansas federal mahkemesi tarafından reddedildi. Kenya ve Tanzanya'daki ABD elçiliklerine yapılan bombalı saldırıların ardından ABD, 20 Ağustos 1998'de misilleme olarak Afganistan'daki altı şüpheli terörist kampına seyir füzeleri fırlattı. Ekim 1998'de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat, Clinton'ın girişimiyle Washington'da bir barış anlaşması imzaladı. Böylece Orta Doğu'da neredeyse iki yıldır durmuş olan barış süreci yeniden rayına oturdu. Çin hükümetinin protestolarına rağmen Clinton, Kasım 1998'de Dalai Lama'yı Beyaz Saray'da kabul etti. 2000 yılında World Wide Web'e yapılan hacker saldırılarının bir sonucu olarak Washington'da İnternet güvenliği konularında bir konferans başladı. Clinton bir ulusal güvenlik merkezi kurulmasını savundu. 2 Haziran 2000'de Almanya'ya yaptığı ziyaret sırasında Bill Clinton, Aachen kentinden Uluslararası Charlemagne Ödülü'nü alan ilk ABD başkanı oldu. Gerhard Schröder yaptığı övgü dolu konuşmada Clinton'ın Avrupa'da birlikte büyümeye olan bağlılığını övdü. Aynı ay, Rus parlamentosunda bir konuşma yapan ilk ABD başkanı oldu. Rusya'ya kapsamlı bir işbirliği teklif etti. Moskova'ya yaptığı üç günlük ziyaret sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi ve eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin'i özel olarak ziyaret etti. Milenyumun başında Bill Clinton, Amerika Birleşik Devletleri'nin en başarılı başkanlarından biri olarak görev süresini tamamladı. Her şeyden önce, yeni şirketlere ve teknolojilere olan bağlılığı ABD'ye tarihindeki en uzun ekonomik yükselişi yaşattı. ABD Başkanı olarak halefi, 20 Şubat 2001'de ABD'nin 43. Başkanı olarak yemin eden George W. Bush oldu. Bill Clinton 22 Haziran 2004 tarihinde New York'ta "My Life" başlıklı biyografisini yayınladı. Yaklaşık 1.000 sayfalık eser yayınlanmadan önce iki milyon kez ön sipariş aldı.Bill Clinton 6 Eylül 2004'te New York'ta dörtlü kalp bypass ameliyatı geçirdi, ancak kazasız belasız atlattı. Eski ABD Başkanı, ilk konferansını Eylül 2005 ortasında New York'ta gerçekleştiren "Clinton Global Initiative" ile dünya çapında yoksulluk, yolsuzluk ve iklim değişikliği ile mücadele etmeye kendini adamıştır. En yoksullara yardım etmek için yorulmak bilmeden gösterdiği çabalar nedeniyle Bill Clinton, Aralık 2005'te Almanya'da Hubert Burda Medien tarafından "Hayırseverlik" kategorisinde "Bambi" Alman medya ödülüne layık görüldü. 2007 yılında TED Ödülü ile onurlandırılan Clinton, 2013 yılında Barack Obama tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nin en yüksek sivil onuru olan Başkanlık Özgürlük Madalyası ile ödüllendirildi.