BBC'nin 70'lerde hayli popüler olmuş komedi dizisi Monty Python, şimdi de sinemaseverlerin karşısında! 6 kişiden oluşan Python ekibinin bu sürreal macerası, 1983'te Cannes'da Jüri Büyük Ödülü kazanmıştı. Oyuncu kadrosunda ünlü yönetmen Terry Gilliam da var. Python ekibi, hayatın anlamını çözmek için doğumdan başlayarak, birbirinden ilginç deneyler ve gözlemlerin eşliğinde yaşamın evrelerini araştırmaya başlar.

Monty Python Hayatın Anlamı

Çok çok eskilerde, küçücük hırsızlardan oluşan bir topluluk vardı. Dünyayı yalnızca altı günde yaratmak zorunda kalan Ulu Varlık'ın evrenin dokusunda aceleden bıraktığı zaman-mekân deliklerinden geçerek dolaşırlardı. Zaman Haydutları bu umarsız, açgözlü ama sevimli gezgin cücelerle, aralarına katılan küçük dostları Kevin'in tarih içindeki koşuşturmalarını, hem soyup hem soyuldukları serüvenleri ünlü sinema yıldızları eşliğinde anlatıyor. Öykü şöyle sürüyor: Zaman hırsızlarının elinde, zamandaki delikleri gösteren bir kroki vardır. Ulu Varlık onlara bu delikleri yamama görevi verir. Ne var ki açgözlülüklerine yenilen cüceler, asıl haritayı çalarak geçmişte kayıplara karışırlar. En büyük hatalarından biri de 1980'lerin İngiltere'sinde Kevin adlı sıradan bir İngiliz öğrencisinin katalogla alışveriş karabasanına girmeleri olur. Kevin, mutfak gereçleri çılgınlığından kaçarak sözcüklerin ve resimlerin içinde geçmişin şaşırtıcı olaylarına sığınır.

Zaman Haydutları

Chloe Trustcott'un arkadaşı geleceğe, 8888 yılına gönderilir ve hapse atılır. Chloe, arkadaşını kurtarabilmek için geleceğe gitmeli ve o da hapse gönderilmelidir.

Slave Girls on the Moon

Amerika'da Çıplak: Bu güçlü, gerçek hayattan alınmış, ilgi çekici ve tartışmalı hikâye, dört sıradan Amerikalı çiftin lüks bir çıplaklar kampında bir hafta boyunca kıyafetlerinden ve çekingenliklerinden sıyrılırken yaşadıklarını belgeliyor. İşin püf noktası? Bir çıplaklar kampına ilk kez gidiyorlar! Bu farklı grubun tabulara meydan okuyan ortama verdikleri tepkileri yakalayarak, korkuları ve endişeleriyle yüzleşmeyi ve bunların üstesinden gelmeyi öğrenmeleri gereken Amerikalıların çıplak insan formuna ve birbirlerine karşı tutumlarını derinlemesine araştırıyoruz. Eşi benzeri görülmemiş "olduğu gibi anlat" belgeseli, kötülenen çıplaklar topluluğuna yeni bir ses ve ruh kazandırıyor.