Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr. Robert Ledgard (Antonio Banderas) on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir.  Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır. Küçük kız büyüdüğünde de psikolojisini bozan bir olay yaşayacak, bu olayın üzerine Dr. Ledgard, yaptığı deneyleri büyüterek adeta Dr. Frankenstein haline gelecektir.

İçinde Yaşadığım Deri

Hayal kırıklığı yaratan evliliğinin 10. yılındaki Emma bu durumla başa çıkmakta zorlanırken son on yılı en baştan tekrar yaşamak için inanılmaz bir fırsat elde eder.

Şimdiki Aklım Olsaydı

Huesca Dağları’nda yaşayan Kilian, genç bir adam olana dek yaşadığı yerin dışına çıkmamıştır. 1953’te, babası ve abisi ile birlikte, kakao tarlalarında çalışmak üzere Fernando Poo adındaki egzotik adaya gider. Bu adada kaldığı 20 sene boyunca olgunlaşacak, bilgi birikimi yapacak, aynı zamanda kayıplar verecek ve acılara göğüs gerecektir.

Kardaki Palmiyeler

İki oyuncu ve bir teknisyen, Ruanda'nın eski propaganda radyo istasyonunda, barış ve umut fikirlerini aktaran bir programın provasını yapmak üzere bir araya gelir. Ancak önce onları birleştiren korkunç geçmişin üstesinden gelmeleri gerekecektir.

Hate Songs

Aşırı muhafazakâr bir aile babası, karısının cenazesi için işlevsiz çocuklarıyla birlikte bir hafta sonu geçirmek zorundadır.