İtalyan bir baba ve Afro-Amerikan bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen 6 çocuğun en küçüğü, oyunculuğa olan aşkını erken keşfetti. Yonkers, Harlem ve Bronx'un yerlisi olan Rob, bir gün annesine herhangi bir resmi oyunculuk eğitimi almamasına rağmen, New York'taki iki çocukla ilgili bir film için yapılan oyuncu seçimine katılmak istediğini söyledi. Film "Big Shots" idi, annesi ikna oldu ve Rob ilk aşkı olan Oyunculuğa doğru yolculuğuna başladı. O zamandan bu yana geçen yıllar içinde Rob, radyo ikonu Don Imus'un stajyerliğini yaptı, New York'ta kendi radyo şovunu yaptı, stand-up komedyenliğini tattı, ancak tüm bunlar olurken iç monologu onu şu düşünceyle rahatsız etmeye devam etti: "Radyo ve Komedi birlikte takılmak istediğim kadınlar olabilir ama Oyunculuk evlenmek istediğim kadın..." Rob, "Creed" filminde Sylvester Stallone, "The Blacklist" filminde James Spader, Oscar Ödüllü Yönetmen Guy Nattiv&39;in uzun metrajlı "SKIN" filminde Mary Stuart Masterson, Bill Camp, Vera Farmiga, Jamie Bell ve Mike Colter ile birlikte rol aldı ve yakında gösterime girecek olan"Confession" filminde eşsiz Michael Ironside ile birlikte oynadı. Ancak en ikonik ve en gurur duyduğu rolü, her gün 3 oğlunu yetiştirirken olabileceği en iyi baba olmak. Okul otobüsüne pop-tart atma becerisinde ustalaşmanın yanı sıra, kurutucudaki tek çorabın gizemini çözdü ve termostata kimin dokunduğunu her zaman biliyor. Rob başarısını Tanrı'nın ona verdiği yeteneklere ve Tanrı'nın hayatıma soktuğu güzel insanlara borçlu.