1947 yılında geçen Sophie’nin hikayesi, genç bir yazar olan Stingo’nun ağzından anlatılıyor. Yeni geldiği Brooklyn’de, Polonya’lı Yahudi Sophie Zawistowski ve sevgilisi Nathan Landau ile arkadaş olan Stingo, tutkulu ama bir o kadar da sorunlu bir aşk yaşayan çiftin ilişkisine tanıklık etmeye başlar. Sophie sürekli olarak kabuslar ve rahatsız edici hayaller görürken, sevgilisi Nathan da soykırım takıntısı yüzünden şizofreniye varan şiddetli krizler geçirmektedir. Stingo, kadının koluna damgalanmış numarayı görünce Auschwitz’de yaşadıklarını öğrenmek ister. Sophie hikayesini anlatmaya başladıkça, çiftin yaşadıkları sorunların kaynağı da yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlar: Sophie, kampta Naziler tarafından hayatı boyunca kendisinde derin yaralar bırakacak bir karar almaya zorlanmıştır.

Sophie'nin Seçimi

Polonyalı-Yahudi bir aile yirminci yüzyılın başında ABD'ye gelir. Orada, aile ve çocukları sözde vaat edilmiş topraklarda kendilerine daha iyi bir gelecek kurmaya çalışırlar.

Avalon

Otuzlu yaşlarındaki Isabelle, zamanını Batı Yakası'ndaki küçük, yalnız dairesinden Aşağı Doğu Yakası'ndaki büyükannesinin dairesine giderek geçirmektedir. Büyükannesi ona romantik bir eş bulmak için planlar yaparken, Isabelle evli ve dünyevi bir yazar olan Anton'a kur yapar, ancak turşu satıcısı Sam'in ayakları yere basan çekiciliğinden kurtulamaz.

Crossing Delancey

Kaçık mucit Andrew Hobbs ve eşi Adrian, haftasonu için kır evlerine arkadaşları olan iki çift çağırırlar. Doktor Maxwell Jordan ve hemşire sevgilisi Darcy ve de yaşlı filozof doktor Leopold Sturgis ile nişanlısı bu dörtlüdendir.Leopold'un nişanlısının eskiden çıktığı bir kız olduğunu fark eden Andrew, bu durumdan ötürü fazlasıyla gerilmiştir. Çünkü zamanında bu kıza karşı yoğun hisler beslemiştir.Altı kişinin aşkı ve arayışının hikayesi olan A Midsummer Night's Sex Comedy, aynı zamanda Allen'ın favori yönetmeni olan Ingmar Bergman'ın Smiles of a Summer Night'ına bir gönderme. Film tutku ile aşk ve sex ile sevgi arasındaki ince farkları da gözler önüne seriyor.