İnsanlığın bu dünyada tek olduğunu düşündüğü bir zamanda, kendi halindeki genç bir kız, Evrenin Kraliçesi tarafından suikaste gitmek üzeredir. Ancak dünya dışından başka birisi onu kurtarır. Ve Evrenin Kraliçesi'nin hükümdarlığını sona erdirmesi için o kıza ihtiyacı vardır.

Jüpiter Yükseliyor

1874 yılında genç ve güzel Anna Karenina (Keira Knightley), Rus politikacı Alexei Karenin (Jude Law) ile yaptığı evlilikle St. Petersburg'un yüksek sosyetesi içerisinde çok iyi bir konuma sahiptir ve bu evlilikten bir oğlu vardır. Bir gün erkek kardeşi Oblonsky’den eşi Dolly (Kelly Macdonald) ile arasını düzeltmesini isteyen ve onu Moskova’ya çağıran bir mektup alır. Bu yolculuk esnasında tanıştığı Kontes Vronsky'nin garda kendilerini karşılayan oğlu, genç subay Kont Vronsky (Aaron Taylor-Johnson) ile aralarında bir kıvılcım başlar. Anna, karşı koyamadığı bir aşka doğru sürüklenirken, Vronsky'den kaçıp St. Petersburg’a ve aile yaşantısına dönmesi ne hakkında çıkan dedikoduları engelleyebilir ne de yüreğinde duyduğu aşkı. Bu arada eşi Karenin, Anna'yı uyarır; halkın gözünde bir skandala yol açmıştır. Ama aşkı seçen kadına karşı Rus halkının ikiyüzlülüğü de bu şekilde ortaya çıkacaktır.

Anna Karenina

Londra'da yaşayan ABD'li milyarder Adam Verver, kızı Maggie'nin üzerine titrer. En iyi arkadaşı Charlotte Stant onun sevgilisi olmasına rağmen, zengin bir İtalyan olan Prens Amerigo onunla evlenir. Charlotte ve Amerigo bu sırrı Maggie'den saklayınca Maggie dul babasının ilgisini Charlotte'a çeker, Charlotte da Amerigo'ya yakın olmak istediği için bu evlilikten mutlu olur. Charlotte onu arzular, aşıklar keşfedilme riskini göze alır, Amerigo İtalya'yı özler, Maggie babasının acısını dindirmek ister ve Adam bir müze inşa etmek için Amerika'ya dönmek ister. Yalanların ve kurnazlıkların ortasında, zina yapanları nasıl bir kader beklemektedir?