Hal Ashby, 2 Eylül 1929'da Ogden, Utah'ta Mormon bir ailenin dördüncü ve en küçük çocuğu olarak Eileen Ireta (Hetzler) ve James Thomas Ashby'nin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası bir mandıra çiftçisiydi. Anne ve babasının boşanması, babasının intiharı, liseyi bırakması, evlenmesi ve 19 yaşına gelmeden boşanmasını içeren zorlu bir çocukluk döneminden sonra Utah'tan ayrılıp Kaliforniya'ya gitmeye karar verdi. Kaliforniya'daki bir iş bulma kurumu ona Universal Stüdyoları'nda bir matbaa işi buldu. Birkaç yıl içinde çeşitli stüdyolarda film editör yardımcısı oldu. MGM'deki arkadaşlarından biri Jack Nicholson adında genç bir kuryeydi. The Loved One (1965) filminde tam teşekküllü bir kurgucu haline geldi ve yönetmen Norman Jewison'ın filmlerini kurgulamaya başladı. 1967'de Gecenin sıcağında filmiyle Oscar kazanması kurgu kariyerinin en önemli olaylarından biriydi. Yönetmen olmak için yanıp tutuşan Jewison ona üzerinde çalışamayacağı kadar meşgul olduğu The Landlord (1970) adlı bir senaryo verdi. Bu film Ashby'nin yönetmen olarak ilk filmi oldu. Ashby bu filmden sonra The Last Detail (1973), Sosyete kuaförü (1975), Şöhret yolunda (1976), Eve dönüş (1978) ve Merhaba Dünya (1979) gibi bir dizi iyi oynanmış, zeki ve insan ölçeğinde dramlar çekti. Ashby'nin filmleri büyük eleştiriler aldı ve Oscar'a aday gösterildi.Ashby her zaman başına buyruk ve aykırı bir insandı ve başarı Ashby için başa çıkılması zor bir durumdu. Uyuşturucuya olan bağımlılığı ve münzevi yaşam tarzı nedeniyle güvenilmez biri haline geldi. Arizona'da The Rolling Stones konser filmi Let's Spend the Night Together'ı (1982) çekerken gerçekten de bayıldı. İyileşmesine rağmen, bundan sonra asla eskisi gibi olmadı. Filmlerinin post prodüksiyonunda çok fazla zaman harcamaya başladı ve aslında daha sonraki projelerinden birkaçı başkaları tarafından düzenlenmek üzere kendisinden alındı. Kendini toparlamaya çalıştı ama 1980'lerde pek çok kişi tarafından istihdam edilemez olarak görülüyordu. Tam da hayatında bir köşeyi döndüğünü hissettiği sırada, karaciğerine ve kalın bağırsağına yayılan bir kansere yakalandı. Ölüm tarihi 27 Aralık 1988'dir. Aktör Sean Penn, yönetmen olarak ilk filmi olan The Indian Runner'ı (1991) Ashby ve John Cassavetes'e ithaf etti, her ne kadar Penn her ikisi tarafından da yönetilmemiş olsa da. Belli bir görsel stili olmadığı için, birçok kişi bunu hiç stili yokmuş gibi algılar. Kariyeri, bazı çağdaşlarının kariyeri kadar sık tartışılmıyor.