Londra'nın sıkıcı havasından bıkan Mr. Bean, valizlerini ve kamerasını yüklediği gibi plajlarda güneşlenmek için Güney Fransa'nın (Cannes'ın) yolunu tutar. Ancak yolculuğu zannettiği kadar sakin geçmez. Mr. Bean'ın tatil yapacağı mekana Romanyalı bir film yönetmeninin küçük oğlu ve gelecek vaad eden güzel bir yıldız adayı da gelince Mr. Bean yanlış anlaşılır. Kimileri onun çocuk kaçırdığını; kimileri de ünlü bir yönetmen olduğunu zanneder. Yarattığı kargaşa ortamıyla Fransız sahillerinin huzurlu ve sakin ortamının altını üstüne getirdikten sonra durumu açıklamak yine Mr. Bean'e düşer. Jandarma tarafından gözaltına alınacak mıdır, yoksa bu olaylar zinciri Mr. Bean'in Cannes Film Festivali büyük ödülü Altın Palmiye'yi kazanmasıyla mı sonuçlanacaktır?

Mr. Bean Tatilde

Djibi, 8 yaşındaki kızı Sofia ile yalnız yaşamaktadır. Her gece onu uyutmak için bir hikâye uydurur. Sofia uykuya daldığında, bu olağanüstü öyküler şövalyelerin, korsanların ve diğer ejderhaların yaşadığı hayali bir dünyada bir yerlerde hayat bulur. Sadece onlara ait olan bu dünyada Sofia her zaman kurtarılması gereken prenses, cesur Prens ise Djibi'den başkası değildir.  Ancak 3 yıl sonra, Sofia'nın üniversiteye girmesi çocukluğunun sonu olacaktır. Babasının umutsuzluğuna rağmen, artık geceleri masallarına ihtiyaç duymamaktadır. Djibi bir yandan kızının büyüyüp kendisinden uzaklaşacağını kabul etmek zorunda kalacaktır. Öte yandan, Hikayeler Dünyası'nda Prens, tüm maceralarının en destansı olanıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır. Artık yeri olmayan bir dünyada kaderinizi bulun.

The Lost Prince

Jean-Pierre Costa, kaderin yüzüne gülmediği bir futbol menajeridir. Önce arkadaşı Annabelle, Los Angeles'a haber yapmaya giderken Didier adında evcil bir Labrador'u onun üzerine bırakır. Ardından, yıldız oyuncularından biri sakatlanır ve kritik bir maç için bir oyuncu eksik kalır. Sanki işler daha da kötüye gidemezmiş gibi, Costa bir sabah uyandığında Didier'nin bir adama dönüştüğünü görür...