Geçirdiği ağır bir kalp krizi sonrası, doktorların tüm karşı çıkışlarına rağmen hastaneyi terk eden Avukat Sir Wilfrid Robarts evine döner. Henüz ilk günden davalar kapısına yığılmıştır. Fakat bunlar arasında bir cinayet davası vardır ki, adeta Robarts’ı yeniden hayata döndürür. Leonard Vole adındaki bir adam, yaşlı bir kadını öldürmekle suçlanmaktadır. Fakat uzun yılların verdiği deneyimle Robarts genç adamın masum olduğuna inanmaktadır. Davayı üstlenir, fakat tam her şey sonuca bağlanacakken beklenmedik bir şey olur. Davalının eşi Christine Helm, kendisine karşı tanıklık etmeye başlamıştır. Fakat neden?

Beklenmeyen Şahit

Mayerling, romantik bir trajediyle bağlantılı kötü şöhretli bir Avusturya köyünün adıdır. Veliaht Prens Rudolf, 1889 yılında buradaki bir kraliyet av köşkünde, babasının genç metresi Barones Marie Vetsera'yı ortadan kaldırma emri karşısında çaresiz kalarak onu vurarak öldürmüş ve kendini de öldürmüştür. Bu talihsizlik gerçekten de bir cinayet-intihar olabilir, ancak belki de siyasi bir suikasttı, hatta çılgın bir aile kan davasının sonucuydu: bilim dünyası hala gerçekleri yakalamaya çalışıyor.

Mayerling

Kıskanç bir adam, karısının şüpheli sevgilisini cinayetle suçlar.