Sanat eserleri konusunda uzman olan Simon tanınmış bir müzayede müdürüdür. Franck adındaki bir gangster ile birlikte milyon dolarlar değerindeki bir tablonun çalınma eylemine katılır. Olay esnasında oluşan kargaşada başına korkunç bir darbe alır, ve uyandığında tabloyu nereye sakladığı konusunda hiçbir şey hatırlamamaktadır. Ne tehditler ne de işkenceler onun hafızasını geri getirmeyecektir. Bunun üzerine Franck Elizabeth isimli bir hipnoz uzmanını tutar, böylece Simon'un beyninin derinliklerindeki bilgiye ulaşmayı planlamaktadır. Seans ilerledikçe geçmişine dönen Simon için geçmişteki tutkularının canlanlanma zamanıdır.

Trans

Londra Paris New York, bir insanın hayatının en dramatik dönemi olan yirmili yaşların - bir kariyer bulmak zorunda olduğunuz, ilk önemli ilişkinizi yaşadığınız ve en önemlisi bu dünyadaki kimliğinizi oluşturduğunuz - endişesini yakalayan bir film. Bu, Chembur'dan (Mumbai'nin doğu banliyölerinden biri) tam burslu politika eğitimi almak için New York'a giden orta sınıf bir Güney Hindistanlı kız olan Lalitha ile Bandra'dan (Mumbai'nin lüks batı banliyölerinden biri) %100 baba parasıyla Londra'da Film Yapımı okumaya giden Punjabili zengin bir çocuk olan Nikhil'in hikayesidir. Londra'da bir akşam birlikte takılmaya karar verirler ve gelecekleri ayrı kıtalarda olsa bile birbirlerine tamamen çekildiklerini fark ederler.  Film, sekiz yıl boyunca Londra, Paris ve New York'ta birer gece buluşan ikilinin kişisel yolculuklarını ve aşk hikayelerini takip ediyor. Film üç bölümden oluşuyor ve her bölüm Nikhil ve Lalitha'nın ruhsal durumlarını yansıtacak şekilde çekiliyor.