Dickie Roberts küçük bir çocukken, milyonlarca televizyon izleyicisinin gönlünde taht kuran bir 'çocuk yıldızdı'. Sonra olan oldu, ratingler düştü ve Roberts sıradan bir çocuk gibi ortada kaldı.  30’lu yaşlarına gelince artık, park görevlisi, araba yıkayan oldukça sıradan biri oldu. Fakat normal biri gibi de yaşamıyor ve bu fena halde başına bela olmak üzere...  Roberts tıpkı eski günlerdeki gibi bir iş buluyor. Çekilecek olan bir filmde sıkı bir rol kapmak üzere. Fakat yapımcının gözü Dickie’yi tutmuyor. Ve Dickie normal insanlar gibi yaşamamasının bedelini ödemeye başlıyor.  Bu ise onu akıllandırıyor ve müthiş bir kararın eşiğine getiriyor. Kendisine bir aile kuracak, klasik, normal bir insan olmak için çocukluğunu baştan yaşayacak!

Dickie Roberts: Çiftçi Çocuk Yıldızı

Seattle, 1974. Ted Bundy vahşi tutkularına teslim olur ve ardında tecavüze uğramış, işkence görmüş, öldürülmüş, parçalanmış ve kirletilmiş cesetler bırakarak ülke çapında bir cinayet çılgınlığına başlar...

Ted Bundy

Seattle'da bir TV istasyonunda muhabir olan Lanie hayatının mükemmel olduğunu düşünüyordu. Mükemmel bir iş. Mükemmel bir ev. Mükemmel bir gardrop. Mükemmel bir sevgili. Ama onun bu mükemmel dünyası sokakta gördüğü bir evsizin onun hakkındaki kehanetlerinden sonra altüst olur. Adam ona hayatının bir anlamı olmadığını ve bir hafta sonra zaten son bulacağını haykırmıştır. Kahinin diğer konulardaki söyledikleri bir bir gerçekleşmeye başlayınca Lanie hayatını tekrar gözden geçirmeye ve kalan bu bir haftalık sürede herşeyi yaşamak istemektedir. Sanki Lanie için herşey yeterince karmaşık değilmiş gibi bir de bir kamereman ile arasında aşk kıvılcımları uçuşmaya başlar.