1947 yılında Neruda siyasete atılmış ve senatör seçilmiştir. Karısı ile beraber parıltılı bir hayat yaşamaktayken hükümet tarafından ‘hain’ ilan edilince bir gecede kaçak durumuna düşer. Dostlarının tavsiyesiyle ve gizli bir operasyonla gönüllü bir sürgüne yollanır. Acar polis dedektifi Oscar ise, hükümet tarafından dünyaca ünlü şairin peşine düşüp onu yakalamakla görevlendirilir. Çok geçmeden Oscar, Neruda’yı takıntı haline getirecektir.

Neruda

María Margarita, Atacama Çölü'ndeki (Şili) bir maden kasabasında yaşayan bir ailenin dört kardeşinin en küçüğüdür. Bu aile için haftanın en özel zamanı, kendilerini başka dünyalara götürerek günlük hayatlarından kaçmalarını sağlayan hikayelerin tadını çıkarmak için sinemaya gittikleri Pazar günüdür. Kızın ailesi çok geçmeden küçük kızın çok özel bir yeteneği olduğunu fark eder: filmleri anlatma konusunda neredeyse esrarengiz bir yeteneği vardır. Kızın olağanüstü yeteneği tüm köye yayılacak, ülke sonsuza dek değişirken ailesinin de kaderi değişecektir.

The Movie Teller

Santiago, Şili'nin seçilmiş, tartışmalı başkanı Salvador Allende'nin Marksist hükümeti dönemindeki başkenti. Peder McEnroe, prestijli "kolej" (Katolik hazırlık okulu) Aziz Patrick'te bazı proleter çocukların ücretsiz kabul edilmesini sağlayan bir program başlatarak solcu görüşlerini destekler. Bunlardan biri, Gonzalo Infante'nin liberal-burjuva evindeki temizlikçi kadının gecekonduda büyümüş oğlu Pedro Machuca'dır. Yine de yeni sınıf arkadaşları dost olurlar ve Gonzalo, Pedro'nun gecekondu ailesi ve çetesi tarafından evlat edinilirken paradoksal bir şekilde birlikte protesto ederler. Ancak general Pinochet'nin darbesi Allende'yi ve McEnroe gibi destekçilerini devirdiğinde yetişkinler bunu da bozar.