İrlanda'lı yönetmen Jim Sheridan ve İngiliz oyuncu Daniel Day-Lewis, 'Sol Ayağım' ve 'Babam İçin' filmlerinden sonra, İrlanda'lı bir orta siklet boksörün yaşamını anlatan 'Boksör' için yeniden biraradalar.  Filmde, gençliğinde geleceği parlak bir boksörken IRA ile bağlantısı olduğu anlaşılan ve bu yüzden 14 yıl ingiliz hapishanelerinde yatan Danny Boy Flynn'ın, tekrar ringlere dönmesini ve art arda aldığı galibiyetlerle kuşatma altındaki Belfast kentine umut aşılamasını seyrediyoruz.  Sheridan filme başlamadan önce Martin Scorsese'nin 'Kızgın Boğa'sını defalarca izlemiş. Daniel Day Lewis ise üç yıl boyunca boks dersleri aldığı için rolünü büyük bir başarıyla oynamış.

Boksör

1904 yılında Dublin'de James Joyce, Galway'den yeni gelmiş bir otel hizmetçisi olan Nora Barnacle ile sohbet eder. Nora açık sözlü, doğrudan ve sınır tanımayan tavırlarıyla Joyce'u büyüler ve çok geçmeden Joyce onu Berlitz'de çalışmak üzere kendisiyle Trieste'ye gelmeye ikna eder. Zamanla Nora onu fobilerinden kurtarır, içki içmesine göz yumar, kardeşi Stan'i yanına alır ve Joyce'u 'yazarlık oyununda' yenerek onu sinema açmak için gittiği Dublin'den İtalya'ya geri getirir. Ancak cinsel kıskançlığı ilişkiyi tehdit eder ve onu çocuklarla birlikte Galway'e geri gönderir. Jim'in yeşil gözlü canavarını evcilleştirmenin bir yolu var mıdır? Ve delikanlı hikâyelerini yayınlatabilecek midir?

Nora

Mullen adında bir muhabir, önde gelen bir Parlamento üyesini bir KGB ajanıyla ilişkilendiren bir hikâyeye ve genç bir kaçak ile bir ABD Hava Kuvvetleri üssünün karıştığı neredeyse nükleer bir felakete 'tesadüfen' ulaşır. Hükümetin örtbas ettiği bir şey var mıdır? Mullen gerçeği bulmak için eski bir bilgisayar korsanı olan Vernon Bayliss ve milletvekilinin asistanı Nina Beckam ile işbirliği yapar.