Kavşak’ta bir muhasebe şirketinde şef olarak çalışan Güven’in hikâyesi anlatılıyor. Mutlu bir evliliği olan Güven’in rutin hayatı, yeni bölüm şefi Arzu’nun odasına taşınmasıyla sarsılmaya başlar. Öte yanda ev sahibinin oğlu, oturdukları evi yıktırmak üzere bir müteahhitle anlaşmaya çalışmakta, muhasebe elemanı Haydar ise şirket paralarını zimmetine geçirmektedir. Güven’in hayatıyla ilgili verdiği küçük bir açık ve Arzu’nun dizginlenemeyen merakıyla olaylar çorap söküğü gibi gelişir ve Güven köşeye sıkışmaya başlar.

Kavşak

1970’lerin sonlarına doğru Türkiye’nin gittikçe gerginleşen atmosferi, her geçen gün işlenen onlarca cinayet ve yitip giden bir dolu hayata eşitti. Sokağın kanla boyanan kaldırımları, siyasilerin bu kanı daha da arttıran demeçleri ile ülkedeki derin kaos ortamını besliyordu. Türkiye’nin bu son derece gergin atmosferine bir de ülkenin en önde gelen gazetecilerinden Abdi İpekçi’nin öldürülmesi eklenince bu ortamı yapacaklarına sebep olarak gören askeri yapı, ülke yönetimine müdahaleye hazırlanıyordu. Zincirbozan'da Abdi İpekçi’nin öldürüldüğü dönemden 12 Eylül askeri darbesine kadar geçen süre, siyasilerin terör olaylarına kayıtsız kalmanın ötesinde nasıl körükleyici davranışlarda bulundukları ve askerin darbe hazırlıkları anlatılmaktadır.