Yaşanmış bir hikayeden esinlenerek çekilen film, kolejli bir spor kahramanının yaşam hikayesine dayanır. Ernie Davis, Heisman Kupası’nı elde eden ilk Amerikalı siyahidir. Hiçbir zaman profesyonel manada spor yapamasa da bu ünlü sporcunun eşitlik ve saygı için verdiği savaş, Amerikan sporunu kökten değiştirmiş ve gelecek nesiller ondan güç bulmuştur. Yoksulluk içinde büyüyen ve sporculuk kariyeri siyahi olduğu için engellenen Davis, 1960’larda Amerika’yı ikiye bölen İnsan Hakları Hareketi’nde ırkçılığı aşmanın sembolü olur.

Express: Ernie Davis’in Hikâyesi

Rozetini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir büyük şehir dedektifi, küçük bir kasaba şerifine rutin bir kayıp soruşturmasında yardım etmeyi kabul eder, ancak son yirmi yıldır bu sakin balıkçı kasabasında her yıl en az bir kızın kaybolduğunu keşfeder. Sonunda gölde bir ceset ortaya çıktığında ve şüpheliler kelimenin tam anlamıyla tepelerden sürünerek çıktıklarında, iki kanun adamı kendileriyle oyun oynandığını fark eder ve işleri daha da kötüleştirmek için, katil gözlerini sadece göl kenarında izole edilmiş değil, aynı zamanda akıllarında kendi hain planları olan bir grup kız öğrenci birliğine dikmiş gibi görünmektedir. Sayıca az ve seçenekleri olmayan iki kanun adamı, kayıp kızların gizemini çözmeli ya da aynı kaderi paylaşmalıdır.

Sorority Party Massacre

Vampir avcıları ekibi karanlık yeraltı dünyasında kötü bir vampir klanıyla savaşmaya koyuldu.

Dracula'nın Laneti

"Define Adası" romanının bir ön bölümü olarak başlayan filmde, Billy Bones ve Long John Silver tarafından gömülen meşhur korsan hazinesini görüyoruz