Berlin Film Festivali son bulurken, Pamaroma kategorisinde yarışan ‘İntihar Odası’ adlı yapım dillerden düşmüyor. Polonyalı yönetmen Jan Komasa’nın ilk filmi ‘İntihar Odası’ günümüz internet dünyasının gençler üzerindeki etkilerini anlatıyor.

İntihar Odası

Bir çiftin düğün günü, aileleri arasındaki sırlar ve yalanlarla örülü ağı keşfetmeleriyle mahvolmanın eşiğine gelir.

Aile Oyunları

Kuba iki yıllık kız arkadaşıyla bir sanat açılışına katılır ve Mikal ile karşılaşır. Bu iki genç adam arasındaki bağ anlık ve sarhoş edicidir ve her taraftan gelen muhalefete rağmen Mikal'in hayatına girmesine izin verir. Sonuçlar hayal edebileceğinin çok ötesindedir. Polonyalı yönetmen Tomasz Wasilewski'nin bu samimi ve cesur ikinci filmi, başkalarının istemediği yerde aşkı bulmanın çoğu zaman karmaşık sonuçlarını ele alıyor.

Yüzen Gökdelenler

Zor zamanlarda yetişkinliğe adım atmak, toplum içinde büyümek üzerine evrensel bir hikâye. Büyük tarih, ön planda gelişen aşk hikayesinin arka planını oluşturuyor: Çarlık ordusundan firar eden ve yeni kurulan Lejyonlara katılan Józek, I Tugayı'nın istihbarat ajanı ve Kadınlar Birliği üyesi Ola ve nişanlısı, Atış Timi üyesi Tadek. Hikayeleri gerçek lejyonerlerin biyografilerine dayanan hayali karakterlerin yanı sıra, filmde birçok tarihi figür de yer alıyor. Bunların arasında Tuğgeneral Józef Pilsudski, Teğmen Stanislaw Kaszubski, takma ad. "Kral" ve diğerleri. Film, Oleandry'den Kosciuchnowka savaşına kadar Lejyon'un 1914-1916 yılları arasındaki savaş izine odaklanıyor ve filmdeki en muhteşem sahnelerden biri olan Rokitna'daki ünlü uhlan saldırısı da dahil olmak üzere lejyoner destanının en dramatik kartlarını gösteriyor.