Jîn, 17 yaşlarında, hayata katılmak için çıkışları zorlayan ve bu yolda karanlık ormanları cesurca aşmaya çalışan, sanki bir ‘Kırmızı Başlıklı Kız’dır.Film, Jîn’in bilmediğimiz bir nedenle, dağdaki silahlı bir örgütten kaçmasıyla başlar. Hem kaçtığı örgüt elemanlarından, hem de kolluk kuvvetlerinden gizlenerek, dağlarda, ormanlarda yapayalnız günler ve geceler geçirir. Amacı bir büyük şehre, hayata, belki de hiç görüp bilmediği büyük dünyaların hayallerine ulaşmaktır.

Jîn

Hizbullah, Türkiye'nin Kürt coğrafyasında, 1990'larda kıyıcı bir şiddet uygulayan bir gizli örgüttü, daha sonra bir sosyal harekete ve siyasî partiye dönüştü. Hâlâ kapalı bir yapı; dışarıdan bakanlarda genellikle korku uyandıran bir imgesi var. Mehmet Kurt, Hizbullah'ın karanlıktaki dünyasına güçlü bir ışık tutuyor. Hizbullah'ın ideolojik, politik ve örgütsel ortamının ayrıntılı bir resmini çizmekle; din anlayışı ve şiddete bakışı mercek altına almakla kalmıyor aynı zamanda örgüt içindeki grup aidiyetinin ve dinamiğinin canlı bir tasvirini de görüyoruz. Hizbullah'ın dünyasında adanmışlık kültürü hakkında, ölüm kültü hakkında, düşman figürlerinin (mürtet, tağut, Yahudi…) nasıl tasavvur edildiği hakkında sağlam bir görüş ediniyoruz. Yazılı kaynakları, doğrudan gözlemlerini ve derinlemesine görüşmelerini, hem ilahiyatın hem sosyolojinin bilgi birikimiyle irdeleyen yazar, görsel (ve bedensel) temsillerin de etraflı bir analizini yapıyor. Hizbullah'a 'dışarıdan' ve 'içeriden' bakışlar arasında hassas bir dengeyi kurabilmiş olması kitabı başarılı kılıyor. (…) Son dönemde yeniden yoğun bir şekilde konuşmaya başladığımız ve konuşmayı sürdüreceğimiz kesin olan Hizbullah'ı tanıyıp anlamanızı son derece kolaylaştıracak bir kitap... -Ruşen Çakır, Sunuş'tan- (Tanıtım Bülteninden) Sayfa Sayısı: 312 Baskı Yılı: 2015 Dili: Türkçe Yayınevi: İletişim Yayıncılık

Türkiye'de Hizbullah

Sayfa Sayısı: 383 Baskı Yılı: 2011 Dili: Türkçe Yayınevi: Çizgi Kitabevi

Antik Çağda Karaman (Laranda) ve Yakın Çevresi

İnsan, Allah’a kul olmak için yaratılmıştır. Onun, Rabbine karşı kulluk vazifesini yerine getirmesinin en iyi yollarından biri namazdır. İnsana kulluğunu hatırlatan ibadetler içinde en önemlisi belki de namazdır. Namaz, aynı zamanda insanı, Rabbine en fazla yaklaştıran ibadettir. Müslüman olmamızın en büyük göstergelerinden biri ve dinimizin direği olan namaz, Rabbimizin bize vermiş olduğu ve vereceği nimetlere karşı en güzel şükürdür. Başlı başına şükür olan namaz, ayrıca kendisine ulaştıracak amelleri işlememiz için dünyaya gönderilmiş olduğumuz
cennetin en kolay biletidir.İnsanın manevi ihtiyaçlarını karşılayan en önemli ibadetlerden biri olan namaz, kişinin dünyasını nurlandırdığı gibi, onu kötülüklerden alıkoyar hatta işlemiş olduğu günahların, yaptığı kötülüklerin silinmesini de sağlar. Namaz, Peygamberimizin (s.a.v.) en çok sevdiği, her defasında miracı yeniden yaşadığı, kendisinde huzuru ve mutluluğu bulduğu bir ibadettir. İşte bunlar ve diğer güzelliklerinden dolayı namazla ilgili
‘gözümün nuru’ ifadesini kullanmıştır.
 
(Tanıtım Bülteninden)

Gözümün Nuru Namaz

İrfân kelimesi, gerçeği anlama noktasındaki güçlü seziş yeteneği, Allah’ın gizli sırlarını ve eşyanın hakikatini tefekkür yoluyla elde etme ve kültür gibi manalara gelmektedir. Kitaptaki yazılar, farklı zamanlarda değişik konular üzerine yapılmış tefekkürler neticesinde kaleme alınmıştır. Bu yazıların, kitapta yer verilmiş konular hususunda, insanımızın hakikati anlamasını sağlayacak güçlü bir seziş yeteneği kazanmasına katkı sağlaması, dini kültürlerini artırması ve kitapta bulunan konular hakkında tefekküre kapı  açıp hakikati bulmalarına vesile olması Cenab-ı Hakk’tan niyaz edilmektedir. Mezkûr gayelere işaret olması adına kitabın ismi “İrfâna Davet” olarak belirlenmiştir.
 
(Tanıtım Bülteninden)

İrfana Davet

Sayfa Sayısı: 248 Baskı Yılı: 2012 Dili: Türkçe Yayınevi: Çizgi Kitabevi

Karaman (Laranda) Çevresindeki Kaya Yerleşimleri

Ankaralı Gökhan Sırım, Trabzonlu Cemal Hekimoğlu, İstanbullu Rıdvan Sarı. İzmirli Fikri Zihni Parlak, Sivaslı Mehmet Karatren, Konyalı Şemsi Güneş, Mersinli Tansel Teneke, Rizeli İdris Fındıkoğlu...  Her biri silah altında TSK mensubu ve 56. Piyade Er Eğitim Alayı’nda bir araya gelen askerler. Her biri Türkiye'nin farklı yerlerinden, ama aynı vatani görev için bir araya gelen bu insanlar askerlikleri boyunca hasret, arkadaşlık, vatan gibi kavramları yeni baştan öğreniyorlar.