16 yaşındaki Suzanne, monoton hayatından sıkılmaya başlamıştır. Her gün evden okula yürürken bir tiyatronun önünden geçer. Burada bir oyuncuyla, 35 yaşındaki Raphaël’le tanışır. Yaş farkına rağmen iyi anlaşırlar ve birbirlerinin can sıkıntısına çare olurlar.

Paris'te Bahar

Gizemli bir güç tarafından zorlanan asi, yüksek ruhlu genç kız Kaena, Eksen'e doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkmak ve bulutların ötesinde hangi karanlık sırların yattığını keşfetmek için Baş Rahip'e ve halkının atalarından kalma inançlarına meydan okuyacaktır.

Kaena: The Prophecy

Jack Palmer, Paris'te yaşayan ve büyük bir egoya sahip bir dedektiftir. Ange Leoni, en inatçı dedektifler tarafından bile yeri tespit edilemeyen asi bir Korsika yerlisidir. Tanınmayan, küçük çaplı bir avukat tarafından yaklaşılan ve kayıp Leoni'yi bulmak gibi basit görünen bir görevle görevlendirilen yetenekli dedektif Palmer, profesyonel kariyerinin en kolay parası olacağı varsayımıyla işi kabul eder. Ancak bu süperstar hafiye ne kadar yanıldığını öğrenmek üzeredir...

Korsikalı

Genç bir kadın olan Camille, Philibert ve Franck adlı iki komşusuyla dost olur; rahat ve huzur bulmak için onların evine yerleşir. Ailevi geçmişleri ve kişilikleri bakımından birbirlerine zıt bu üç karakter, uyum içinde hayatın tadını yakalarlar. Tartışmaların, kavgaların, barışmaların, suç ortaklıklarının ötesinde, “bir arada” olmanın keyfi onları daha güçlü kılar. Derken, inatçı olduğu kadar dünyalar tatlısı olan Franck’ın anneannesini de aralarına almaya karar verirler. Hikâyenin kahramanları feleğin çemberinden geçmiş, biraz yabani ve yalnız karakterlerdir; fakat gönül zenginliğine ve duyguların gücüne inanırlar. Peki, “Bir aradayız, hepsi bu” diyerek kendilerini keşfetmeleri, kendilerini gerçekleştirmeleri mümkün olabilir mi? Masala yakın durmakla birlikte, film burada gündelik hayatın tarafını tutuyor. Her şey toz pembe değil ve kendileri için inşa ettikleri bu fanusta dram eksik olmuyor. Hayatın sert darbelerinden, kenara çekilme riskini de göze almadan, nasıl kaçmalı?