Philippe, hayatı yolunda giden tanınmış bir yazardır: cerrah bir eş, üst düzey bir arkadaş çevresi, Paris'te bir malikâne... Ve hepsinden önemlisi, Académie Française'e girmek üzeredir. Philippe'in hayatını mahveden korkunç sırt ağrıları dışında. Normandiya yollarında geçirdiği bir araba kazasından sonra onu arabasına alan inanılmaz Martha ile tanıştığında, dünyaya bakışı değişir. Nazik çılgınlığı ve iyileştirici elleriyle çok özgür görünen bu kadın, kendini unutmak anlamına gelse bile, özellikle başkalarını tedavi etmekle ilgilenmektedir. Her şeyin birbirine zıt olduğu bu iki karakter arasında, hayatın onlara sunabileceği en iyi şeyi nihayet yakalama fırsatıyla birlikte şaşırtıcı bir dostluk örülür.

Hands of Gold

Parisli genç bir postacı olan Jules, idolü olan opera sanatçısı Cynthia Hawkins'in verdiği bir konser performansını gizlice kaydeder. Ertesi gün Jules, silahlı haydutlar tarafından takip edilen bir kadınla karşılaşır. Kadın öldürülmeden önce, posta çantasına bir ses kaseti koyar...

Diva

Marie on dokuz yaşındadır ve geleceği olmayan küçük banliyö hayatından sıkılmıştır. Bir kafede karizmatik ve güzel Gerard'la tanışır. Hayranlıktan gözü dönen Mary, hayatının aşkı olarak gördüğü adamla birlikte yaşamak için ailesini ve tezgâhtarlık işini terk etmeye karar verir. Ancak Gerard bir pezevenktir ve kısa süre sonra onu fahişeliğe zorlar. Genç kadın evlerden sokaklara, çürümüşlük ve şiddet dolu bir dünyayı yavaş yavaş keşfeder.

Dönüş

Martin Terrier kiralık katil olarak çalıştığı işinden ayrılmak istemektedir, ancak organize suç patronları onu meraya göndermek istemezler, Terrier çok şey bilmektedir ve hala örgüt için yararlıdır. Taşraya kaçar ve orada Claire ile tanışır ve ikili kısa sürede birbirlerine aşık olur. İşverenleriyle yüzleşmek için Paris'e dönen Terrier, bankadaki tüm parasını çaldıklarını öğrenir. Ona bir ültimatom verirler; onlar için son bir iş yaparsa parasını ve özgürlüğünü alacaktır...