Daha önce Münih Antlaşması'nın imzalanmasından sorumlu Fransız başbakanı Edouard Daladier ile birlikte yaşamış olan 90 yaşındaki gri papağan Sir "P", geçmişteki olayların "hesabını" vermek üzere Prag'a gelir. Ama sadece bir kuş olarak bunu yapabilir mi? Bir dizi garip olay sonucunda Sir, orta yaş krizini geçirmekte olan bir Çek gazeteci tarafından kaçırılır. Adam ona kamuoyu önünde gerçekten tartışmalı bazı ifadeler söyleterek diplomatik bir skandala neden olur. Günün sonunda Fransızlar kendi ulusal kahramanlarına suikast düzenlemeye karar verir.... Ve bu hikayenin sadece yarısıdır.

Lost in Munich

Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı bir nişanlı çift olan Gil (Owen Wilson) ve Inez (Rachel McAdams), Inez'in babasının iş gereği Paris'e gelmesini fırsat bilerek küçük bir tatil için bu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gezmekten ibaretken, özellikle damat adayın Gil'in Paris caddelerinde gece yarısı yaşadığı gerçekdışı maceralar sadece onun değil tüm ailenin hayatını değiştirecektir. Zira bu genç adam, Paris’e büyük bir aşk beslemeye başlar ve edebiyatçı kimliği de edebiyata olan tutkusu da pekişir.

Paris'te Gece Yarısı

Polis’in ana hatlarını sosyal duyarlılık, mizah ve aksiyon çiziyor. Paris Çocuk Koruma Birimi’nde çalışan Chrys, Nadine, Iris ve Fred, bir yandan kendi kişisel meseleleriyle boğuşurken bir yandan da pedofili gibi suçları araştırmaktadır. Çekingen fotoğrafçı Melissa, İçişleri Bakanlığı tarafından birimin faaliyetlerini belgelemesi görevi verildiğinde ekibe katılır ve onun sayesinde toplumun kâbuslarını birinci elden gözlemleriz: Çocuklarına kötü davranan ebeveynler, yabancılaşmıştır.

Polis

Nigel'dan ayrıldığından beri Lena, iki çocuğuyla birlikte elinden geldiğince hayatına devam ediyor. Önüne çıkan engelleri cesurca aşar. Ancak henüz en kötüsüyle yüzleşmemiştir: Durdurulamaz ailesi, ne pahasına olursa olsun onu mutlu etmeye karar vermiştir.