Maceraperest yazar Jean Williams, Alaska'nın vahşi doğasında Eskimo halkıyla birlikte yaşamakta ve romanı için malzeme toplamaktadır. Anneleri avcı Gaston Rogers tarafından öldürülen bir çift ayı yavrusu, konuşan bir kuzgun ve görev sırasında öldürülen bir av bekçisi olan sahibinin mezarını terk etmeyen yaslı kömür köpeği Firefly gibi sadık dostları haline gelen birkaç hayvanla arkadaş olur. Topluluk, tüm ren geyiklerini öldüren Swift Lightning adlı vahşi bir köpeğin önderliğindeki bir kurt ve vahşi köpek sürüsü tarafından tehdit edilmektedir. Taze et kaynakları tükenen Eskimolar, daha fazla yiyeceğin olduğu topraklara göç etmektedir. Avcı Gaston, Jean'i kürkleriyle birlikte köpek kızağıyla Nenana, Alaska'ya götürmeyi kabul eder. Gaston'u dört ayaklı yırtıcılardan daha vahşi ve kana susamış olduğu için küçümseyen Jean'i sadık hayvanları takip eder.

Call of The Yukon

Mildred Pierce, dönemin tipik kadın portresinin sıradan bir ürünü gibidir. Ancak kendisini aldatan kocası kısa bir süre sonra kendisini terk eder. Mildred, bir anda kendisini daha yalnız ve daha güçlü bir halde bulur. Artık çevresindeki herkese bağımsızlığını ve kusursuzluğunu ilan edecektir. Önünde ise kızının velayetini almak üzere bir dava vardır.

Ömre bedel kadın

Bir albay Filipinler'de Japonlara karşı bir gerilla harekâtına önderlik eder.

Bataan'a dönüş

Alaska, Skagway'e giden bir gemide Duke ve Chester, haydutlar tarafından 'çalınmış' gizli bir altın madeninin haritasını bulurlar. Babasının haritasını geri almak için Alaska'ya giden Sal Van Hoyden, gizlice altın madenini kendisi için çalmak isteyen Ace Larson ile karşılaşır. Duke, Chester, haydutlar, Ace ve uşakları harita için tüm kırlarda birbirlerini kovalarlar.