Farklı geçmişlere sahip olan bir grup genç kız, yaşanan bir uçak kazasının ardından ıssız bir adada mahsur kalır. Adada hayatta kalmak için mücadele etmek zorunda kalan kızlar, bu süreçte farklı kişiliklerinden dolayı çatışır. Zamanla birbirleri hakkında daha çok şey öğrenip ve yaşadıkları travmayı paylaştıkça kızlar arasındaki bağ güçlenir. Adadan kurtulmanın yolunu arayan kızlar, çok geçmeden burada tesadüfen gelmediklerini öğrenir.

Yaban

17 yaşındaki bir öğrenci, bu yürek ısıtan kimlik hikâyesinde kendisi, whanau'su (ailesi) ve geleceği için ayağa kalkmak üzere hayatı boyunca aktif olarak oturduğu çitten inmek zorunda kalır.

Uproar

16 yaşındaki Laura Chant, annesi ve dört yaşındaki erkek kardeşi Jacko ile birlikte Yeni Zelanda'nın kısmen yıkılmış Christchurch kentinin kenarındaki yoksul bir banliyöde yaşamaktadır. Laura, Jacko'ya saldıran ve ruh daha da gençleştikçe yavaş yavaş hayatını tüketen eski bir ruhla doğaüstü bir savaşın içine çekilir. Laura gerçek kimliğini ve içindeki doğaüstü yeteneği keşfeder ve kardeşinin hayatını kurtarmak için bu yeteneği kullanmak zorundadır.