Karısı tarafından terk edilen Nejat annesini henüz hiç görmemiş olan kızına üzülmemesi için “idare edecek” yalanlar söylemektedir. Fakat Kayra büyüdükçe bu yalanlar içinden çıkılmaz bir hal alır. İyice köşeye sıkışan Nejat tam da her şeyin sonu geldi diye düşünürken, yolu beklenmedik bir şekilde Suna ile kesişir. Suna’nın hayatlarına girişi ile hem çaresiz baba Nejat’ın hem de artık annesinden başka bir şey istemeyen Kayra’nın dünyası tamamen değişir. Suna ve Nejat kendilerini hiç beklemedikleri tatlı bir oyunun içinde bulurlar.

Benim Tatlı Yalanım

Kaş'ta başlayıp İstanbul'da devam edecek hikayenin kahramanları Selim ve Zeynep. Gençlik demek, özgürlük demek, umutlu olmak demek, aşkın en safını yaşamak demektir. İşte onlar da, sadece bunu yaşamak istediler.

Kaş'ta başlayan aşk, tabir-i caizse mahalle baskısı ve Selim'in geride bıraktığı hayat sebebiyle sekteye uğrar. Bir gün Selim, Zeynep'i ardında bırakıp Kaş'tan ayrılmak zorunda kalır. Geri döndüğünde Zeynep'ten bir iz bulamayan Selim'in, Zeynep ile yollarının İstanbul'da tekrar kesişeceğinden haberi yoktur.

Sudan Bıkmış Balıklar

Havva, ağabeyinin tedavisi için gerekli parayı bulmaya çalışan bir sporcudur. Bunun için resmi makamlara başvurur. Ancak kendisine yardım etmesi beklenen bakan ile bir türlü görüşemez. Bakan bir yandan devlete hizmet etmekte diğer yandan da karanlık işlerle uğraşmaktadır. Devlet ve mafya, Havva’nın yemek yardımı aldığı otelde karşı karşıya gelecektir.

Filler ve Çimen

Gedelli’de şimdiki zamandan çok öncesine gidiyoruz. Henüz Taner’in uçağın kanat sistemini icat etmediği, henüz Dilek’in kasabaya gelmediği, henüz Ramazan’ın Asuman’ı görmediği, henüz Cemile’yle Veysel’in evli olmadığı zamana dönüyoruz. İşte böyle bir Gedelli’ye Kurban Bayramı bütün coşkusuyla gelmiştir. Ancak bu seneki kurban bayramı öncekilerinden çok farklıdır. Bayramın son günü Cemile ve Veysel’in düğünü yapılacaktır. Hazır düğün yapılıyorken Erkan ve İsmet’in sünnet merasimleri de bu düğünün içinde yapılacaktır.