Kızı kaçırılan Norveçli bir diplomat, eski arkadaşlarının ve büyük bir sırrın kızının serbest bırakılmasına yardımcı olacağı umuduyla Orta Doğu'ya gider.

The Girl from Oslo

Üç din. İki adam. Bir görev. Ben çöle gitmiştir. Kudüs'teki ailesinin çöpçatanlık girişimlerinden kaçmak için, bir zamanlar dünyanın en büyük Yahudi cemaati olan ve Hamursuz Bayramı'nı kutlamak için onuncu adama ihtiyaç duyan İskenderiye'ye uçmayı kabul eder. Ben uçağı kaçırıp Sina Çölü'nde bir otobüsten atılınca, kayıp devesini arayan huysuz bir Bedevi Ben'in tek umudu olur.

Nicht ganz Koscher

Beytüllahim, İsrailli bir gizli servis görevlisi olan Razi ile üst düzey bir Filistinli militanın küçük kardeşi olan Filistinli muhbiri Sanfur arasındaki beklenmedik bağın hikâyesini anlatıyor. Razi, Sanfur'u henüz 15 yaşındayken işe almış ve onunla çok yakın, neredeyse babacan bir ilişki geliştirmiştir. Şimdi 17 yaşında olan Sanfur, Razi'nin talepleri ile ağabeyine olan sadakati arasında kalmaya çalışmakta, ikili bir hayat yaşamakta ve her iki adama da yalan söylemektedir. Yönetmen Yuval Adler ve yıllarını Batı Şeria'da geçirmiş bir Arap gazeteci olan Ali Waked'in birlikte kaleme aldıkları film, haberlerin ardındaki karmaşık gerçekliğin benzersiz, dokunaklı ve özgün bir portresini çiziyor.

Bethlehem

Güney İsrail çöllerinde kutlama vardır. Jalila kocasının kendisinden çok daha genç olan 2. bir eşle evlenmesinin kutlamasına katılmak zorundadır. İçten içe aşağılanmanın acısını çeken kadının genç kızı Layla'nın ise başka bir sorunu vardır. Gizli sevgilisi Anuar, annesi tarafından ortaya çıkarılmıştır. Jalia dünyanın acımasız olduğunu, yaşamanın tek yolunun sesini çıkarmayıp dikkat çekmemek olduğunu düşünürken, Layla ise dünyanın sınırsız olduğunu ve limitleri olmadığını düşünmektedir. Ancak iki kadın da kendi içinde hayal kırıklığına uğrar. Aileleri dağılmanın eşiğine gelmişken iki kadın da nasıl bir hayat yaşamak istediklerini belirleyip bunun için mücadele vermek zorunda kalacaktır...