Filmde, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş dönemi ve bu dönemde siyasi olayların içinde yer alan bir adamın hikâyesi anlatılır. Başarılı bir asker olan Şefik, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimlerindendir. İkinci Abdülhamit meşrutiyeti ilân edince Şefik ve arkadaşları İstanbul’a giderler. Böylece yaşananları yakından denetlemeyi plânlarlar. Ancak burada Şefik, cemiyetle yollarını ayıracaktır.

Abdülhamid Düşerken

<p>“Mucizeleri güçlü insanlar yaratır. Sevgili arkadaşım Seren hiç vazgeçmedi ve bir insanın elde edebileceği en büyük ödüle, Serda Nil’e kavuştu. İşte bu kitap böylesine bir ödüle kavuşmanın mucizevi öyküsüdür.” Ahter KUTADGU Doğan Holding Danışmanı/Yazar “Her doğum bir mucize değil mi? Sancıları bile apayrı. Seren zor yolculuğunu o kadar güzel kaleme almış ki; bir kez daha yeni annelere destek olacak kendi mucizesiyle.” Ayşe KUCUROĞLU İş kadını/Anne “Mucizeler paylaştıkça çoğalır. Seren’in mucizesi size ışık olsun, yol göstersin…” Ege Ebcin Bebek Dergisi Editörü “Seren’i ve Nil’i her düşündüğümde gözümün önüne o fotoğraf gelir. Eve yeni gelen Nil’e beşiğinde bakan evin ilk çocuğu Lokum. Lokum’u bu denli seven Seren, kimbilir kendinden olanı nasıl seviyordur. Lokum’un ve Nil’in Annesi; senin anneliğini seviyorum.” Seyhan ERDAĞ Gazeteci “Seren sadece bir çocuk dünyaya getirmedi. Bir kadının hayatta gerçekleştirebileceği en büyük eseri, mucizevi şekilde gerçekleştirdi. Üstelik mucizesini yazıyla taçlandırdı. Tebrikler Seren.” -Ümit GÜNEY Em. Emniyet Müdürü/Yazar -</p>
<p>(Tanıtım Bülteninden)</p>