Tracking the country’s oldest beauty contest—from its inception in 1921 as a local seaside pageant to its heyday as one of the country’s most popular events—Miss America paints a vivid picture of an institution that has come to reveal much about a changing nation. The pageant is about commercialism and sexual politics, about big business and small towns. But beyond the symbolism lies a human story—at once moving, inspiring, infuriating, funny, and poignant.  Combining rare archival footage, with a host of intimate interviews with distinguished commentators including Gloria Steinem, Margaret Cho, Isaac Mizrahi, former contestants and behind–the–scenes footage and photographs, the film reveals why some women took part in the fledgling event and why others briefly rejected it - how the pageant became a battle ground and a barometer for the changing position of women in society.

Miss America

Yıl 1324, İrlanda'dayız... , Engizisyon mahkemelerinden yayılan karanlık, tüm Avrupa'yı ele geçirmek üzere. Vahşet yüklü kara bulutlar, şimdi de İrlanda üzerinde dolaşıyor. Kelt adalarında, yüzyıllardır pagan geleneklerini sürdürerek yaşayan İrlandalıları şimdi bekleyen şey, "Yanma Zamam"dır... Bir kadın; Leydi Alyce Kyteler, halkının üzerine çökmekte olan karanlığı dağıtmaya çalışıyor. Bir adam; Piskopos Richard de Ledrede, Papalığın önünde liz çökmesi için tüm İrlanda'yı zindana çevirmeye çalışıyor. 3unun için de, önündeki en büyük engeli, yani Leydi Alyce Kyteler'i ortadan kaldırmak zorunda... Çağımızın en önemli feminist yazarlarından Robin Morgan, tarihte yaşanmış olaylardan yola çıkarak kaleme aldığı Yanma Zamanında., adalet ve özgürlük için bedel ödemekten çekinmeyen İrlandalı paganların, hüzün ve özveriyle yüklü mücadelesini sürükleyici bir dille anlatıyor. Yanma Zamanı, keder ile iyimserliğin, yenilgi ile umudun bazen nasıl da iç içe geçebildiğini size yeniden hatırlatacak.
 
(Tanıtım bülteninden)

Yanma Zamanı

Kararlı bir feminist ve aktivist olan Robin Morgan'ın en çarpıcı kitaplarından biri. Geleceğe adanmış bir masal ve geçmişe yönelik bir tahmin. Paralaks, öyküler ve birbirine bağlılık hakkında bir öykü. Derinlikli, anlayışlı ve duygusal… Matruşka bebekleri gibi her öykü birbirine geçiyor. Büyüklüğü ve karmaşıklığı görmeyi öğretiyor, dünyanın tüm değişkenliği ve değişimi için dengeyi arıyor. “Okudum çünkü bir kere okumaya başlayınca kitabı elimden bırakmak istemedim. Okumaya devam ettikçe, durasım gelmedi. Öyküleri ve öykülerin çerçevelerinden yaratılan karışımı çok sevdim... Nüktedanlık ve cömertlik. İşte bizim tanıdığımız Morgan.” Ursula K. Le Guin
 
(Tanıtım Bülteninden)