Meriç Rakalar

Bir gece akşam haberlerinde, yaşadığımız hayatın kapanacağı, Cumartesi gecesi uyuduktan sonra yan taraftaki dünyada uyanılacağı bilgisi verilir. Fakat yan dünyada kimin nasıl ve nerede olduğu, yaşayıp yaşamadığı bilinmiyordur. Bu bilgi ve belirsizlik hızla yayılır ve gerçekliği sorgulanamayacak kadar somutlaşır. Kaos kaçınılmazdır. 
 
Şarkı sözü yazarı Faruk, son gecesini en yakın arkadaşı Şehnaz ve eşi ‘Diğer Faruk’ ile kendi evinde geçirecektir. O geceye özel hazırlanıp, küçük bir kutlama planlamışlardır. Faruk’un eniştesi Kudret ve Faruk’un öğrencilerinden Sema da bu özel geceye plansız bir şekilde dahil olur. 
 
Oyun; büyük bir bilgi karmaşasının içerisinde; bekleme, kutlama ya da kaçma halinin gittikçe şiddetlendiği bir atmosferde geçiyor. Yan Dünya; bu kaos atmosferi ile küçük görünen karar ve eylemlerin nelere yol açabileceğinin bilinmezliği birleştiğinde ortaya çıkan çılgınlık halinin karanlık bir komedisi. 
Buyurunuz uyuyunuz. Uyumak mecburi, uyanmak kısmet. 
 
Şarkılar: 
“Hadi Bana Eyvallah” ve “Yan Dünya, Yalan Dünya” 
Söz: Murat Kapu, Gülhan Kadim, Deniz Bayrak 
Müzik: Deniz Bayrak 
 
“Göz Vedası” 
Söz: Murat Kapu, Gülhan Kadim, Burçak Çöllü 
Müzik: Burçak Çöllü 
 
“Hayret” ve “Hepinize El Salladım” şarkılarını kullanmamıza izin verdikleri için “Adamlar” grubuna çok teşekkür ederiz.

Yan Dünya

Volkan Çıkıntoğlu 
Hayatlarındaki küçük kayıpların üstüne, iklim krizinin ve değişen kent yaşamının büyük sorunlarına birlikte dalan üç kişinin hikayesi. İklim krizi, küçük bir araştırmayla bile, boyutlarını ve bireysel olarak yapılacakları kavrayabileceğiniz bilimsel bir veri. Bir yandan da ne yapacağımız bilemediğimiz devcileyin bir mesele… Tıpkı ölüm gibi, tıpkı geride kalan çocukluk gibi, tıpkı içinde yaşadığınız şehir gibi… 
 
Gülhan Kadim 
İklim krizi karşısında insanın hissettiği çaresizlik, büyük bir trajedi karşısında yakamıza yapışan inkar ya da “biz ne yapabiliriz ki’ duygularına sığınmayı getiriyor. Bu krizin asıl sahiplerinin; çevre politikalarını oluşturan devletlerin ve sanayinin sorumluluk alıyormuş gibi yapmaları küçük ölçekte daha büyük bir umutsuzluğa sebep oluyor. Bir mahalleden yola çıkılarak yazılmış ‘Tek Kullanımlık Hikaye’ oyununda, merceği kendimize de tutarak, kişisel kayıplardan gezegenin kaybına varan bir yolculuğu kara komik bir yerden anlatıyoruz. Melih, Cevdet ve Orhan; kendi dertlerine Dünya gezegeninin derdini de eklerler. Anlatmaya değer buldukları ortak hikayelerini bizimle paylaşırlar, belki herkesin bir umudu olur diye… 
 
Sabancı Vakfı ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin üretim desteğiyle Kumbaracı50 prodüksüyonu olarak seyirciyle buluşacaktır.