1943 yılında Belarus’ta Naziler tarafından gerçekleştirilen vahşeti küçük bir çocuğun hikayesi üzerinden bu sarsıcı ve rahatsız edici film, gelmiş geçmiş en korkunç savaş filmlerinden biridir. Savaşın olayların doğal akışını mahveden yakıcı gücünü anlatıyor. Gerçeklere dayanan filmin kahramanı, Beyaz Rusya'lı on altı yaşındaki Flyora. Başta yalnızca bir çocuk olan Flyora, ormana kaçar ve partizanlara katılır. Nazilerin vahşetini yaşadıktan sonra ise Flyora büyür, hatta yaşlanır. Bir zamanlar taptaze olan çocuksu yüzü artık kırışıklıklarla doludur.

Gel ve Gör

SSCB'den İsrail'e göç eden kardeşiyle karıştırılan bir adam, kim olduğu hakkında gerçeği söylerse hapse gireceğini ve kardeşinin ailesinin SSCB'den ayrılmasına asla izin verilmeyeceğini anlayınca kendini bürokratik bir karmaşanın ortasında bulur. Bu nedenle İsrail'e gitmek için kardeşinin kimliğine bürünür ve orada yaşayan uzak amcasının kendisine yardım edeceğini umar. Ancak amcasının KGB'nin kendisini yakalamaya çalıştığını düşünen paranoyak bir deli olduğunu anladığında plan geri teper. İsrail'de arkadaşsız, parasız ve pasaportsuz bir şekilde mahsur kalır ve eve dönmenin bir yolunu bulmaya çalışır.

The Passport

Nina, annelerinin cenazesinde kardeşi Andrei ile yeniden bir araya gelir. Andrei yıllar önce Nina ile olan ensest ilişkisini gizlemek için evi terk etmiştir. Aralarındaki karşılıklı çekim yeniden alevlenir ve artık yetişkin olmalarına rağmen gençliklerini birlikte yeniden yaşarlar.