Beş arkadaş haftasonunu geçirmek için ormandaki bir kulübeye gelirler. Burada, daha önce bir profesör tarafından bırakılmış teyp kaydına ve sonradan Nekronomikon'un kendisi olduğu anlaşılan Ölüler Kitabı'na rastlarla. Teybi çalıştırdıklarında profesörün kendi çevirisini yaptığı ölüleri canlandırma pasajlarını dinlerler ve ağıza alınmayacak derecede dehşetli bir kötülük ormanda açığa çıkar.Önce ormanın kendisi sonra da insanlar kötücül yaratıklara dönüşmeye başlar. Kızlardan biri ormana kaçtığında ağaçların tecavüzüne uğrar. Diğerleri de daha az korkunç olmamak üzere paylarına düşen dehşetle yüzleşeceklerdir. Filmin asıl kahramanı, eğer varsa, hiç kuşkusuz Bruce Campbell'ı türün hayranları arasında ölümsüzleştirecek olan Ash karakteridir.Soluksoluğa izlenen ve sinirbozucu derecede korkunç bu film çoktandır kült klasikleri arasında üst sıralardaki yerini korurken, Sam Raimi'nin dehasına şahit olup, şimdiki tahtına nasıl kurulduğunu merak edenler tarafından kaçırılmamalı.

Şeytanın Ölüsü

İki genç kadın, birinin hocasına aşık olmasıyla ilginç bir çatı katı dairesine gelirler. Ancak kızın aşık olduğu kişi yalnız yaşamamaktadır. Dünyanın en gizemli ana bilgisayarında nihai bir işe girişmek üzere olan bilgisayar korsanı üçlüsünün bir parçasıdır. Bunu yaparken, doğaüstü ve nihayetinde ölümcül sonuçlarla pazarlık ettiklerinden daha fazlasını ortaya çıkarırlar. Bu grubu bir araya getiren önemsiz gibi görünen olaylar zinciri kader olarak yorumlanabilir mi? İşaret, bir umut sinyali sağlayabilir mi yoksa manipülasyon, paranoya ve nihayetinde bir cinayet ağı mı?