17. yüzyıl Japonya'sında savaş yılları geride kalınca samuraylar da işsiz kalmıştır. Monarşik düzenin öğüttüğü Ronin'ler, barış zamanında birer posa olarak görülmekte ve birer birer harakiri yapmaktadırlar. Hatta açlık yüzünden onurlarından bile vazgeçip, otorite sahiplerinden para istemekte ve aksi taktirde kapılarının önünde harakiri yapmakla tehdit etmektedirler. Böyle bir ortamda yine eski bir samuray olan Hanshiro, yerel bir lordun huzuruna çıkar ve seppuku töreni için izin ister.

Harakiri

İnsan Manzaraları serisinin 2. filminde Kaji (Tatsuya Nakadai) askere çağrılmıştır. Orduya ve savaşa karşı bir kişiliğe sahip olmakla birlikte iyi bir asker olarak dikkat çeken Kaji, aynı zamanda başına geleceklerden hiç çekinmeden doğru bildiklerini söylemeye devam etmektedir. Usta askerlere karşı kendisi gibi acemi erleri savunmaya çalışan Kaji, kendisi usta asker olup acemilerin eğitiminden sorumlu tutulduğunda tüm zorluklara karşın insani tutumunu sürdürmeye çalışacaktır. Ancak artık Japonya gerilemeye başlamış, Sovyet tehlikesi iyice yaklaşmıştır.

İnsan Manzaraları II

Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombalarının atılmasının ardından Japon ordusu ve hükümeti, Müttefiklerin kayıtsız şartsız teslim olma talebi üzerine çatışmaya girer. Ordu Bakanı Anami, her Japon vatandaşının ölümü pahasına da olsa savaşmaya devam etmeyi öneren subaylara liderlik eder. Ancak İmparator Hirohito, akla hayale gelmeyecek bir şeyi, Japonya'nın barışçıl bir şekilde teslim olmasını istemek için bakanlarıyla birleşir. Ordu, İmparator'un sivil hükümetini devirmek için bir darbe planladığında, Anami arzuları ile İmparator'a sadakati arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.

Japan's Longest Day

Rikiya Shoda, Japonya'da Atom Ajansı için çalışan bir mühendistir. Bir gün karısı Nanako, Ayu adında kayıp bir genç kızla birlikte eve döner. Babası gibi davranan bir adam onu geri almaya gelir; Ayu ona sürekli Rikiya ve Nanako'nun ebeveynleri olduğunu söyler. Bu karmaşa içinde Rikiya aniden devrimci gençliğini hatırlamaya başlar.